Aşk herkes için farklı bir şeyi ifade edebilir. Kimi bir erkeğe/kadına aşıktır, kimi evinde beslediği evcil hayvanına, kimi ise Allah aşkı ile yanar. Dolayısı ile aşk her türlü duruma uyarlanabilen bir duygudur. Aşk ve nefret birbiri ile kardeş iki duygudur. Bazı büyük aşklar nefret ile başlar sözünün çıkışı bu dostluktan gelmektedir. Aşkın tarifini yapın deseler her kafadan aynı ses çıkar, fakat aşık olunan kişi uğruna ne yapabilirsin deseler tek bir cevap gelir. “Ölürüm.”
Aşk öyle güçlü bir duygudur ki geçmişte milletleri birbirine düşürmüş, savaşların çıkmasına dahi neden olmuştur. Geçmişten günümüze gelen pek çok aşk hikâyesine şahit olmuşuzdur. Aslı ile Kerem, Leyla ile Mecnun, Romeo ve Juliet… Günümüzde eskisi gibi aşk yok denilse de hala birbirine deli gibi aşık olan insanlar bulunmaktadır.
İnsanların aşkı yaşama stilleri farklıdır. Kimi aşkı sevdiği ile birlikte yaşar kimi platonik aşıktır. Kimi aşkını haykırır iken, kimi aşkını sadece gözyaşları ile içinde yaşar. Birçok insan en büyük hatalarını aşk yüzünden yapmıştır. En büyük pişmanlıklarını yanlış yaşanmış aşkların üzerine yaşamıştır. Kimi aşkını ailesine tercih etmiş, kimi kaçırdığı aşkın arkasından karalar bağlamıştır. Pişmanlıkta da, üzüntüde de, mutlulukta da, yalnızlıkta da başrol hep aşkındır.
Çoğu insan aşık olan insanda mantığın eksik olduğuna inanmaktadır. Aşkın gözlerini kör etmiş denilmesinin sebebi de bu düşüncedir. Aşk, sevgi gibi değildir. Anlıktır, geçicidir. Her ne kadar aksi iddia edilse de her aşkın sonu ya nefrettir ya sevgidir. Aşkını sonsuz sevgiye dönüştürebilenler hayatları boyunca mutlu, aşkını nefrete dönüştürenler hayatları boyunca pişman olarak yaşayacaktır. Aşk hata da yaptırır, görmezden de getirtir. Hani insanların çocukluk, ergenlik, olgunluk çağı vardır ya, aşk insanın ergen çağı gibidir. Aşık olan insanın kanı kaynar, gözü aşkından başka bir şey görmez.
Çocukluk çağı flört dönemini, ergenlik çağı aşkı, olgunluk çağı sevgiyi ifade eder. Flört eden insanların tek amacı birbirini etkileyebilmektir. Tıpkı çocukken oyun için arkadaş aramak gibi. Eğer iyi oyuncağın varsa tercih sebebi olurduk. Flört dönemi de bu mantıktadır. Eğer karşıdaki kişiye hitap ediyorsak bir aşkın başlangıcını yakalayabiliriz. Ergenlik çağı en problemli, en hareketli geçen yıllardır. Tıpkı aşk gibi… aşk çoğu insana acı vermektedir. Aşık insan kolay kırılır, kalbi bir tek söz ile paramparça olabilir. Oysa aşık birini dizginlemekte zordur. Ağızdan çıkan sözleri durdurmak asi bir genci durdurmak kadar imkansız sayılabilir. Olgunluk ise hayatın en güzel, en anlamlı yıllarını ifade eder. Her şey bir düzen içerisinde ilerler. Aşktan sonra gelen sevgi, olgunluk gibidir. Artık tüm o deli çağı geçmiş, ilişki düzene girmiştir. Aslına bakılırsa sevgilinin artık aile olduğu döneme denk gelir sevgi çağı, olgunluk çağı. Bu nedenle sonsuzdur, asla tükenmez.
Evlilik aşkı öldürür sözünü her zaman yanlış ve haksız bulmuşumdur. Evlilik aşkı öldürmez. Aşkı öldürebilecek tek şey ihanettir. Evlilik aşkı sonsuz sevgiye çevirebilir. Sonsuz sevgiye dönüşen aşkı ihanet dahi sonlandıramaz. Çünkü sevgi bakidir. Her zaman kalpte hissedilir. Evliliklerin aşk evliliği ve mantık evliliği olarak ikiye ayrılmasının nedeni de aşkın sevgiye dönüşüyor olmasıdır. Aşk evliliği mantık evliliği terimleri yerine sevgi evliliği ve para evliliği denilse daha doğru olurdu. Aşk evliliği yapanlarda ayrılıyor hani aşk sonsuz sevgiye dönüşüyordu diye düşünüyor olabilirsiniz. Gerçek aşk yaşamıyorsanız, çocukluk çağı gibi nitelendirdiğim flört dönemindeki hisleri aşk olarak nitelendiriyorsanız sonsuz mutluluğu sonsuz sevgiyi elde edemezsiniz. Sonsuz sevgi ancak gerçek aşk ile mümkündür. Bu nedenle aşk evlilikleri sona erebiliyor. Aşık oldum dediğiniz kişiye gerçek aşk beslemediğiniz için sonsuz sevgiye ulaşamıyorsunuz.
