Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yelkin Diker Coşkun, bir sınav sonucuyla kişinin aile ve toplum içerisindeki öneminin ve değerinin değişmeyeceğini belirterek, "Öğrenciler, kendi değerlerini sınav başarısıyla ilişkilendirmemeli." ifadesini kullandı.
Yeditepe Üniversitesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Coşkun, sınava girecek öğrencilere sınav öncesi rutini, sınav heyecanı ve sınavda odaklanma sorunuyla başa çıkma yollarına ilişkin önerilerde bulundu.
Coşkun, adayların, sınav öncesindeki uyku, yemek ve dinlenme rutinlerini pek fazla değiştirmeden sınava girmesi gerektiğini belirterek, "Adaylar, sınava 1-2 gün kala kendilerince yeterli olan bir uyku süresi belirlemeliler. Bu süre normal yaşamlarında olandan ne daha fazla ne de az olmalı." ifadelerini kullandı.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (YKS) girecek öğrencilerin sınav öncesi heyecanlanmalarının normal olduğunu aktaran Coşkun, "Sınava kalan süre azaldıkça öğrencilerin kaygılanmaları doğal bir durumdur. Yaşamının ilerleyen dönemlerinde tercih edeceği meslek ve uğraşı alanlarının belirleneceği bir sınav olduğu için öğrencilerin heyecanlanması çok normal. Ancak unutmamak gerekir ki bir sınav sonucuyla kişinin aile ve toplum içerisindeki önem ve değeri değişmez. Sahip olduğumuz bu önem ve değeri kişiliğimiz ile yaratırız ve tıpkı kişiliğin kolay kolay değişmeyeceği gibi bu durum da bir sınav sonucu ile değişmez. Öğrenciler, kendi değerlerini sınav başarısıyla ilişkilendirmemeliler." değerlendirmesinde bulundu.
- Dikkati çabuk dağılanlar için teknikler
Doç. Dr. Yelkin Diker Coşkun, öğrencinin sınav esnasında dikkatini kontrol edebilmesinin önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Dikkatini kontrol edebilen ve sorulara yoğunlaştırabilen öğrenciler, sınav performansı açısından daha verimli olurlar. Dikkati çabuk dağılan adaylar, endişelerini sınav süresince kontrol altına almaya çalışmalılar. Bunun için bazı teknikler kullanabilirler. Örneğin, sınavda her bir soruyu önce soru metni, soru kökü, seçenekler gibi küçük birimlere ayırarak okumalarını tavsiye ederim. Küçük birimleri kendi içinde algıladıktan sonra bütünü tamamlayarak algılamak kolaylaşacaktır. Kendilerince zor ya da çeldiricileri güçlü olan bir soruyu yanıtladıktan sonra tekrar tekrar seçenek değiştirmekten de kaçınmaları gerekir. Çünkü bu da dikkat dağıtan bir unsur olacaktır. Gerçekten emin olmadıkları bir soru ise o soruyu geçip 1-2 soru yanıtladıktan sonra tekrar o soruya dönmeleri daha iyi olabilir."
- "Sorunları sınav salonu dışında bırakın"
Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Coşkun, sorunların sınav salonu dışında bırakılması gerektiğini vurgulayarak, "Sınav sırasında, sorulara ya da sisteme ilişkin ön yargılar, kendilerini yeterli görüp görmedikleri, ebeveynlerin ya da öğretmenlerin kendileri ya da sınavla ilgili görüşleri gibi dikkat dağıtıcı unsurları, mümkün olduğunca sınav salonunun dışında bırakmaları zihinsel performanslarını doğru şekilde ortaya koymalarını kolaylaştırır. " ifadelerini kullandı.
Sınav döneminde ebeveyn desteğinin çok önemli olduğuna işaret eden Coşkun, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bir genç için üniversite sınavı gibi zor dönemlerde ebeveyn desteği çok anlam ifade ediyor. Pandemi döneminde adaylar, zorlu bir sınava hazırlık süreci geçirdi. Gençlerin aileleriyle birlikte bu sıkıntılı süreçten güçlenerek çıkması, aile içi güvenli ve açık iletişimin varlığı ile mümkün. Ailelerin çocuklarının sınav kaygısını, gelecek endişelerini anladıklarını hissettirmeleri, onları dinlemeleri çok değerli. Mesleki tercihlerle ilgili düşüncelerini de sınav sonrasında gençlerin kendilerini rahat ve hazır hissettikleri bir zamanda konuşmaları daha iyi olacaktır. Tüm üniversite adaylarına başarılı bir sınav diliyorum."