Uzmanlar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Ermenistan konusunda özel temsilci atanacağına ilişkin açıklamasını AA muhabirine değerlendirdi.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Türkiye'nin bölgede komşularıyla iyi niyete dayalı dostane ilişkiler geliştirmek istediğini belirterek "Türkiye-Ermenistan arasındaki sorunların temelinde, Ermenistan'ın güncel sorunları değil de, tarihi sorunları gündeme getirmesi yer alıyordu. Türkiye 1991'de Ermenistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden biridir. Ermenistan bağımsız olduktan sonra ciddi ekonomik sorunlar yaşadığında kayda değer insani yardımlar yaparak dostluğunu göstermiştir. İlerleyen süreçte Ermenistan'ın toprak iddiaları, Birinci Dünya Savaşı sırasında meydana gelen olaylarla ilgili suçlamaları Türkiye tarafından hasmane yaklaşımlar olarak görülmüştür." dedi.
Türkiye'nin haklı gerekçelerle bazı dönemlerde Ermenistan'a kısmi yaptırım kararı aldığını hatırlatan Kızıltoprak, Türkiye'nin iyi niyet göstergesi olarak bu yaptırımları büyük ölçüde uygulamadığını söyledi.
Kızıltoprak, Zengezur Koridoru'nun açılmasının Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan arasında yeni ekonomik fırsatlar yaratacağını ve bölge barışıyla Ermenistan için bir ekonomik fırsat da doğacağını kaydederek "Türkiye-Ermenistan ilişkilerini normalleşmesi, Kafkaslardan Orta Asya’ya uzanan hat boyunca bölge barışına katkı sağlayacağı gibi ekonomik ve siyasal tıkanıklık içerisindeki Ermenistan için yeni fırsatlar da doğuruyor." dedi.
"Bölgenin normalleşmesi için Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin rayına oturması şart"
İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Akgün, iki ülke ilişkilerinin gelişmesinin kaçınılmaz olduğunu, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki ihtilafın büyük oranda çözülmesinin de buna katkı sağlayacağını söyledi.
Atanacak özel temsilcilerin görevlerine değinen Akgün, "Ermenistan tarafının soykırım iddiaları, sınır meselesi, soykırım meselesine değinecek bir komisyonun kurulması, sınır kapılarının işleyişi gibi meseleler ve aramızdaki tarihe dayalı anlaşmazlık bir şekilde çözülecek." dedi.
Akgün, Türkiye'nin Kafkasya Bölgesi için istikrar ve barış talep ettiğini ve bölgeye yönelik politikalarını de bu çerçevede çizdiğini kaydetti.
Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi için zamana ihtiyaç olduğunu vurgulayan Akgün, "Bölgenin normalleşmesi için Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin rayına oturması şart. Türkiye çok boyutlu bir denklem olduğunu görmek zorunda." ifadesini kullandı.
"Türkiye birçok adım attı"
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Giray Saynur Derman, Ermenistan'ın kuruluşundan bugüne güçlü bir ekonomiye sahip olmadığını, Türkiye'nin zaman zaman Ermenistan'a insani yardımlarda bulunduğunu belirtti.
Ermenistan'ın bağımsızlığını ilanından sonra Türkiye'nin Ermenistan'ı tanıdığını hatırlatan Derman, "Ermenistan'ın 1993'te Azerbaycan'a yönelik işgal girişimi sonrası Türkiye birçok ilişkiyi kesti. 2009'da ise bir protokol yapıldı lakin ilan edilen protokol 2018'de hükümsüz ilan edildi. Ermenistan ile olan yakınlaşmadan dolayı Azerbaycan, Türkiye'ye karşı tavır aldı. Türkiye, Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmeye yönelik bugüne kadar birçok adım attı." ifadelerin kullandı.
Derman, Türkiye'yle yapacağı ticaretten Ermenistan'ın fayda sağlayacağını, bölgesel barışın Ermenistan'ın ekonomik kalkınmasına faydalı olacağını söyledi.
Normalleşme konusunda Bakan Çavuşoğlu'nun ifadelerini hatırlatan Derman, Türkiye'nin Azerbaycan'la görüşerek bu adımları attığını belirterek "Bölgesel istikrarın sağlanması için bölgesel aktörler arasında diplomatik, siyasi, ekonomik ilişkilerin normalleşmesi lazım. Bölgedeki normalleşme en çok Ermenistan'a faydası olacaktır, Ermenistan'ın buna ihtiyacı var." değerlendirmesinde bulundu.
Derman, Azerbaycan ile Türkiye'nin istişare içinde olduğunu, Ermenistan’ın Karabağ’da yaptıklarının kabul edilebilir olmamakla beraber bölgesel iş birliği ve istikrar için normalleşme adımının atılması gerektiğini aktardı.
"Barış önce Ermenilere lazım. Ermenistan'ın ekonomisi, siyaseti için lazım"
Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Dekanlığı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ethem Atnur, normalleşmeye dair söylemlerin bir "arka kapı diplomasisi"nin yürütüldüğünü belirterek Türkiye ve Azerbaycan'ın Ermenistan'dan bazı garantiler aldığını dile getirdi.
"Türkiye, Ermenistan'dan toprak bütünlüğünün garantisini almışa benziyor. Sonsuza kadar küs kalmak, savaş halinde olmak, sınırları kapatmak olmaz. Barış önce Ermenilere lazım. Ermenistan'ın ekonomisi, siyaseti için lazım." ifadesini kullanan Atnur, Zengezur Koridoru ile Türkiye'nin de Türk dünyasına uzanacak bir kapısının açılacağını söyledi.
Atnur, Ermenistan'ın Türkiye'nin topraklarında gözü olmadığını dünyaya ilan etmesi gerektiğini, normalleşme sürecinde karşılıklı ziyaretlerin ve zirvelerin gerçekleşebileceğini kaydetti.
Türkiye'nin dahil olmadığı bir barış anlaşmasının Kafkasya'da uygulanmasının zor olduğunu belirten Atnur, Türkiye'nin bölgedeki en güçlü devlet olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TBMM Genel Kurulunda, Bakanlığının 2022 yılı bütçesinin görüşmelerinde Ermenistan konusunda büyükelçilik değil özel temsilci atanacağını söylediğini anımsatarak "Azerbaycan da bunun son derece isabetli olduğunu söyledi. Biz her konuyu Azerbaycan ile koordine ediyoruz, konuşuyoruz, onlarla beraber karar veriyoruz. Ermenistan, bu son yaşananlardan ders alıp barışı, huzuru tercih ederse büyükelçilik de açılabilir. Bu konuda yine Azerbaycan ile birlikte karar veririz." değerlendirmesinde bulunmuştu.
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vaan Unanyan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu bağlamda, Türk Dışişleri Bakanı'nın ilişkilerin normalleşmesi için özel temsilci atanmasına ilişkin açıklamasını olumlu değerlendiriyoruz. Ermeni tarafının diyalog başlatmak için özel bir temsilci atayacağını teyit ediyoruz." ifadelerini kullanmıştı.