Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın da katıldığı, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi önünde düzenlenen Güneydoğu Anadolu Bölgesinin turizm potansiyelini tüm dünyaya tanıtmak üzere oluşturdukları "Mezopotamya" markasının tanıtım programında, tarihi, kültürü ve coğrafi yapısıyla dünyanın en zengin ve özgün vatanına sahip olduğumuzu belirtti.
Doğasından iklim çeşitliliğine, mutfak kültüründen el sanatlarına, mimarisinden arkeolojik kalıntılara turizmde çoğu ülkeye biri ya da ikisi nasip olan varlıkların tamamının Türkiye'de olduğunu aktaran Ersoy, "Bu gerçeğin farkında olarak her bölgeyi ve şehirlerimizi kendi farklılıkları ve sahip oldukları turizm unsurları ile ön plana çıkarmayı, turizmi istisnasız ülkemizin tamamına yaymayı temel hedefimiz olarak belirledik. Nereden bakıp hangi yönüyle ele alırsanız alın bu toprakların söyleyecek nice sözü, insanlıkla paylaşacağı eşsiz bir birikimi var. Mezopotamya ise adeta bu toprakların bilgesi ve hafızası olarak ilk kulak vermemiz, gözlerimizi çevirmemiz gereken yer. Biz de Bakanlık olarak öyle yaptık ve bu bölgeye turizm ile kültür-sanat başlıklarında yapılanları, bundan sonra neler yapabileceğimizi masaya yatırdık." diye konuştu.
Bakan Ersoy, GAP Bölgesi Turizm Odaklı Tanıtım ve Markalaşma Projesi'nin Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak illerini kapsadığını belirterek, bu bölgenin Türkiye'nin sahip olduğu turizm çeşitliliğini yansıttığını söyledi.
Bu şehirlerin taşıdığı potansiyel sayesinde bölgenin doğa, kültür, inanç, gastronomi turizmi ile eko ve termal turizm alanlarında geliştirilmesinin mümkün olduğunu ifade eden Bakan Ersoy, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu şehirlerimiz, sahip oldukları kültür varlıkları ile de büyük değer taşımaktadır. Restorasyon, müze ve ören yeri uygulama çalışmaları kapsamında söz konusu şehirlerimizde bugüne kadar 130'dan fazla proje ve uygulama işi tamamlanmıştır. Bu 9 ilimizde 611 taşınmaz kültür varlığına 18 buçuk milyon liranın üzerinde proje ve uygulama yardımı yapılmış, çevre düzenlemesi ve altyapı uygulamaları için ise yaklaşık 152 milyon lira ödenek gönderilmiştir. Hasankeyf'ten Halfeti'ye, Midyat'tan Çermik kaplıcaları ve Eğil'e, Zeugma'dan Balıklıgöl ve Viranşehir'e, Göbeklitepe'den Nemrut'a… Sadece genel bir bakışla yorumlarsak bile insanlık medeniyetinin kökleri ve inancın manevi mirası bütün görkemi ve derinliği ile karşımızda duruyor. Bunlara sahip çıkmalı, korumalı ve en doğru şekilde ülkemizin ve insanlığın faydasına sunmalıyız. Bunu başarmak için bölgeye karşı bir farkındalık oluşturmak, barındırdığı zenginliğin bilinirliğini artırmak zorundayız. Bu noktada devreye Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansımız kısa adıyla TGA girmektedir."
Bakan Ersoy, Diyarbakır ve Mardin'i 10 farklı dilde içerik sundukları GoTürkiye platformunun rotasına eklediklerini Batman'ı ise yapılacak hazırlık çalışmasının ardından ekleyeceklerini söyledi.
Lezzet rotası kapsamında Gaziantep, Halfeti, Rum Kale, Göbeklitepe, Şanlıurfa, Harran rotasını GoTürkiye'de paylaştıklarını belirten Ersoy, Kilis için de hazırlık çalışmaları yapıldığını dile getirdi.
Ersoy, Mardin-Midyat inanç rotasının da hazırlandığını, Mardin turizmi için de ciddi bir çalışma içerisinde olduklarını belirtti.
"Çok güzel Mezopotamya rotası oluşturdunuz"
Mezopotamya markasının çok önemli olduğuna inandığını vurgulayan Ersoy, "Türkiye açısından bizim aslında turizmi 81 vilayete yayma çalışmamız var, burada ben ilk görevle geldiğimde belirtmiştim. Bunu hızlı şekilde değerlendiren bölge siz oldunuz. Önemli olan şehirleri rotalar halinde birleştirmek, burada biz 4-5'li rotalar planlarken siz 9 il birleştiniz çok güzel bir Mezopotamya destinasyonu bölgesi ve rotası oluşturdunuz. Bence Türkiye'nin dünyada çalıştığı bölgesel tanıtım operasyonu için ilk ve örnek bölge oldunuz. Gururla söylüyorum ve sizleri hepinizi de ayrı ayrı tebrik ediyorum, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Gerçekten bir inanmışlık, bir istek görüyorum, zaten bir inanmışlık olunca sonuca gidiyorsunuz. Bundan sonrasını yapmak bizim için çok kolay, en önemli şey bir bölgenin tanıtımında içerik tedariki bu içerik tedarikini siz en iyi şekilde oluşturup bizim önümüze veriyorsunuz. Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Turizm Geliştirme Ajansı bu iyi hazırlanmış içeriği bundan sonrası başta tüm Türkiye’ye olmak üzere tüm dünyaya tanıtmakla görevli. Bunu da en iyi şekilde sizler adına yapacak." şeklinde konuştu.
"Bu topraklara yeni kimlik kazandıracağız"
Siirt Botan Vadisi Milli Parkı'ndaki paraşütçülük, rafting ve su sporlarını, spor ve macera rotalarına ekleyeceklerini vurgulayan Bakan Ersoy, şöyle devam etti:
"Bölge ve şehirler bu denli zengin olunca yapılacakların, planlamaların ve projelerin listesi de uzuyor. İnşallah her bir ilde turizm yatırımlarını adım adım en doğru ve başarılı şekilde hayata geçirecek ve bu topraklara kültür-turizm noktasında yeni bir kimlik kazandıracağız. Bu hedeflere doğru ilerlerken, aynı ideal ve amaçlarla bir turizm ve markalaşma çalışmasının yapılıyor olmasının çok değerli olduğunu ve büyük önem taşıdığını düşünüyorum. Eylem planından uygulama aşamasına, saha araştırmalarından dijital platformların kullanımına ve sağlanan güçlü iş birlikleri ile hayata geçirilen projelere kadar gösterilen hassasiyet ve titizliği tebrik ediyorum. Tarih bu topraklarda yazılmaya başladı, insan medeniyeti burada filizlenip kök saldı. Şimdi yarının tarihine yön verme, medeniyette yeni sayfalar açma vaktidir. İnşallah bu topraklar ve cennet vatanımız bir kez daha bunun merkezi, insanımız ise yine mimarı olacaktır. Buna duyduğum sarsılmaz inançla projenin hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum."
Bakan Varank: Bütüncül bir yaklaşımla ele aldık
Bakan Varank ise konuşmasında Mezopotamya'nın tarihin her döneminde insanları kendisine çekmiş ve sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir bölge olduğunu vurgulayarak, bölgenin tarihine ilişkin bilgi verdi.
Varank, zengin geçmiş, sayısız kültürel ve doğal varlığın insanlığın ortak mirası olarak daha fazla ilgiyi hak ettiğini vurgulayarak, "Önemli arkeolojik alanlar, geleneksel ve özgün mimari, birçok inanca ait dini mekanlar, el sanatları ve zengin yöre mutfağı, bölgenin modern zaman seyyahlarına sunduğu güzelliklerden yalnızca bazıları." diye konuştu.
Bölgedeki gezip görülebilecek sayısız yer bulunduğundan bahseden Varank, bölge mutfağının da buram buram lezzet koktuğuna dikkati çekti.
Varank, kendine özgü güzellikleri anlatmakla bitmeyen toprakları, dünyanın sayılı turizm destinasyonları arasına sokmak için kolları sıvadıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile bugün tanıtımını yaptığımız Türkiye'nin destinasyon odaklı ilk turizm markasını, yani Mezopotamya markamızı oluşturduk. Bu sayede, kültürel ve doğal mirası koruyarak, Mezopotamya’yı global bir marka haline getirip insanların zihnine kazımak, daha çok insanın buraları ziyaret ederek unutulmaz anılar biriktirmesini sağlamak istiyoruz. Böylece turizm gelirlerini artırmayı, yeni istihdam olanakları ortaya çıkarmayı ve bölgedeki kalkınmanın hızlanmasını amaçlıyoruz."
Global bir marka oluşturmanın birçok parametreyi bir arada düşünmeyi gerektirdiğini ve uzun vadeli stratejik bir iş olduğunu dile getiren Varank, GAP İdaresi ve kalkınma ajanslarıyla markalaşma konusunda kapsayıcı ve profesyonel bir bakış açısı geliştirdiklerini anlattı.
Varank, projede Türkiye'nin turizm potansiyelini daha bütüncül bir yaklaşımla ele aldıklarına işaret ederek, "İl düzeyinde yürütülen küçük çaplı bağımsız çalışmalar yerine, tüm coğrafyayı kapsayan turizm gelişim koridorlarını bir ‘destinasyon’ yaklaşımıyla planlıyoruz." ifadesini kullandı.
Buna yönelik, bölge kalkınma idaresi ve ajansların güç birliği yaparak ve 9 ilde yürütülen çalışmaları koordine eden "çatı yapı" kuruluş olduğunu belirterek, 2014’te başlayan ve 15 milyon lira bütçesi olan markalaşma projesi kapsamında önemli işlere imza attıklarını bildirdi.
"Kent içi ve bölge rotalarını belirledik"
Varank, saha çalışmalarından topladıkları verilerle tematik kent içi ve bölge rotalarını belirlediklerine değinerek, şöyle devam etti:
"Belirlenen bu rotalar, oluşturduğumuz web sitesi ve mobil uygulamaya aktarıldı. Türkçe ve İngilizce sosyal medya hesapları oluşturuldu. Mezopotamya’daki etkinlik, deneyim, gastronomi ve konaklama noktalarının interaktif haritalarını, 35 kent rotasını, 9 tematik rota ve seyahate dair ipuçlarını barındıran bir web sitesi oluşturduk. Şu anda sitemizde Türkçe ve İngilizce içeriklerle ziyaretlerine hizmet sunuyor. İnşallah kısa süre içinde dil çeşitliliğini de artıracağız."
Bu içeriklere mobil cihazlarından ulaşmak isteyenlerin "Mezopotamya Gezi Rehberi"ni uygulama mağazalarından indirebileceklerini anlatan Varank, içeriklerin zamanla daha da zenginleştirileceğini söyledi.
"Markanın bilinirliğini artıracak faaliyetleri yürüteceğiz"
Varank, Mezopotamya markasının tanıtım çalışmalarında kullanılacak hikayelerin ve filmlerin çekimlerinin büyük oranda tamamlandığını belirterek, markanın uluslararası ve ulusal medya görünürlüğünü ve bilinirliğini artıracak, bölgenin avantajlarını ön plana çıkaracak faaliyetleri de yürüteceklerini bildirdi.
Yurt içi ve yurt dışı menşeili birçok gazete, dergi, TV, internet ve billboardlarda Mezopotamya destinasyonunun tanıtımını yapacaklarını söyleyen Varank, şu bilgileri verdi:
"Gazeteci, turizm dergisi yazarları ve sosyal medya elçilerinden oluşan heyetleri buraya davet edip yerinde tanıtım çalışmaları yapacağız. Önemli kültür ve turizm merkezlerini ziyaret eden heyetlere Mezopotamya markasının sahip olduğu güzellikler hakkında detaylı bilgilendirmeler yapacağız. Bu sayede daha çok kişinin bu destansı topraklarla bağ kurmasını sağlayacağız."
Varank, en iyi tanıtımın, gezisinden, tatilinden mutlu dönen insanlar sayesinde yapıldığına dikkati çekerek, bölgedeki işletmelere de önemli işler düştüğünü belirtti.
Mezopotamya markasının GAP Bölgesi Turizm Master Planı'nda öngörülen uzun vadeli stratejinin bir parçası olduğunu ifade eden Varank, şöyle konuştu:
"Bugüne kadar, GAP İdaremiz ve bölgede faaliyet gösteren 3 ajansımız ile turizm altyapısını geliştirmeye yönelik çok önemli projeler gerçekleştirdik. 2014-2021 yıllarında GAP idaresiyle yürütülen 22 projeye toplam 51 milyon lira destek sağladık. Dicle, İpekyolu ve Karacadağ Kalkınma Ajanslarımız da son 11 yılda, turizm sektöründe 300 projeye yaklaşık 220 milyon liranın üzerinde kaynak aktardı. Bakanlığımızca uyguladığımız Cazibe Merkezleri Destekleme Programı kapsamında ise 82 milyon lira değerinde yatırımları bölgemizdeki farklı illere ve ilçelere kazandırdık."
"Büyük fırsatlar barındırıyor"
Varank, restorasyon, yeni müzeler, çevre düzenlemesi, ulaşım altyapısının iyileştirilmesi ve yenilikçi turizm platformlarının kurulması gibi birçok konuyu kapsayan bu projelerin bölgenin doğal ve kültürel değerlerinin turizme kazandırılmasına ciddi katkılar sağladığını vurguladı.
Turizm alanında yapılan özel sektör yatırımlarını da teşvik belgeleriyle desteklediklerinden bahseden Varank, 2003’ten bu yana, yeme içme ve konaklama sektörlerindeki 231 yatırım projesi için teşvik belgesi düzenlediklerini, bu belgelerle 2,3 milyar lirayı aşan sabit yatırım ve yaklaşık 8 bin 500 kişilik istihdamın önünü açtıklarını kaydetti.
Varank, bölgesel kalkınma yaklaşımını temel bir politika alanı olarak belirlediklerine işaret ederek, topyekun kalkınmış bir Türkiye oluşturma vizyonu doğrultusunda çalıştıklarını söyledi.
Güneydoğu Anadolu bölgesinin turizmde olduğu gibi sanayinin diğer alanlarında da büyük fırsatları barındırdığına dikkati çeken Varank, şunları kaydetti:
"Bakanlık olarak hepsini tespit edip geliştirmek ve desteklemek ana önceliğimiz. Sadece GAP bölgesinin değil tüm bölgelerimizin potansiyelini harekete geçirmeyi hedefliyoruz. Kalkınma ajanslarımız ve bölge kalkınma idarelerimiz aracılığıyla sayısız planlama ve analiz çalışması yapıyor, destek programları uyguluyor, tanıtım ve koordinasyon faaliyetleri yürütüyoruz."
Varank, gelecek dönemde de ülkenin kalkınma perspektifi ve uzun vadeli hedeflerini dikkate alarak, istihdam ve yüksek katma değeri sağlayacak yenilikçi yatırımları desteklemeye devam edeceklerini belirtti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile bölgenin potansiyelini yerel kalkınmayı da harekete geçirecek şekilde Mezopotamya markasıyla çok daha iyi bir şekilde tanıtacaklarını vurgulayan Varank, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mezopotamya'yı sadece ülkemizde tanıtmak yeterli değil, Mezopotamya’yı gerçekten dünya milletlerinin tercih ettiği bir coğrafyaya dönüştürmek istiyoruz. Bunun da yolu koordinasyondan, beraber çalışmadan geçiyor. İnşallah Mezopotamya markasını gerçek bir dünya markası haline getireceğiz. Buranın turizmden aldığı payı çok daha fazla artıracağız. Bu bölgeye dünyanın dört bir yanından turistler gelecek ve bu muhteşem coğrafyayı ülkelerine döndüklerinde anlatacaklar."
Konuşmaların ardından Bakanlar Ersoy ve Varank ile markanın paydaş kuruluşları hazırlanan ortak protokolü imzaladı.