Bölgede sağlık sorunlarına neden olan, çevreyi kirleten ve iklim değişikliğine neden olan atık sorunu, çevre aktivistleri ve yerel halk başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşunun çözüm talebi ile sokağa dökülmesine neden oldu.
Yaklaşık on gün devam eden protestoların patlama sebebi, ekim ayı başında kapatılan Safaks vilayetinin atıklarının depolandığı Akrab’daki el-Kina çöp toplama merkezinin tekrar açılacağının duyurulmuş olmasıydı.
Hükümetin aldığı kararı protesto eden göstericiler bir aktivistin emniyet güçlerinin müdahalesi sırasında öldüğünü iddia etmeleri üzerine gösteriler artarak devam etti.
Akrab’da polis merkezinin ateşe verilmesine kadar varan olaylarda güvenliğin sağlanması için ordudan destek alındı.
Cumhurbaşkanı Kays Said’in çözüm sözünün ardından tansiyonun şimdilik dindiği bölgede, iktidarın çözüm önerileri merakla bekleniyor.
Tunus’ta yıllardır devam eden atık sorunu, çöplerin gömülmesi veya yakılması gibi geçici ve sağlıksız yöntemler kullanılmasından kaynaklanıyor.
Birçok yerli ve yabancı şirketin haksız kazanç elde etmesine sebep olan bu yöntem vatandaşlar tarafından tepki ile karşılanıyor.
Tunuslu çok sayıda kişi sektörde yaşanan rant kavgalarından dolayı atık sorununun çözülemediğini savunuyor.
Tunus’ta çöp toplama merkezleri hastalık saçıyor
Atıkların geri dönüştürüleceği merkezlerden yoksun olan ülkede, çöp toplama merkezine getirilen atıklar ya yakılarak ya da gömülmek suretiyle depolanıyor.
Hastalık risklerini arttıran bu yöntemin, bölge halkının soluduğu havayı kirletmesi, çevre kirliliğine sebep olması ve iklimsel problemlere neden olması toplumsal patlamaların önünü açıyor.
Çöp merkezlerinin bulunduğu şehirlerin sakinleri çözüm için yıllarca mücadele vermek zorunda kalıyor.
AA muhabirine ülkedeki atık sorununu değerlendiren çevre çktivisti Hüssam Hamdi, “Doğal çukura sahip vadilerin olduğu şehirlerde 1990 yılından bu yana kurulan çöp merkezleri yanlış bir stratejinin eseri. Çünkü atıkların herhangi bir ayırım yapılmadan açılan devasa çukurlarda veya vadilerde depolanması hem toprağa zarar veriyor hem de çevresel zararlara neden oluyor.” diye konuştu.
“Atık krizine yeni yöntemler ile çözüm bulunmalı”
Atık krizinin ciddi bir problem olduğuna dikkat çeken Hamdi, “Toplanan evsel ve kimyasal atıkların geri dönüşümünü sağlamak için bölgesel çözümlerden ziyade, sorunu ülke çapında ele alarak yeni yaklaşımlarla çözüm arayışına gidilmesi gerekiyor. Ekonomi ve sağlık açısından uygulanabilir ulusal bir strateji ile kesin çözüme ulaşılmalı.” dedi.
Ülkede birçok zararlı atığa neden olan ürün bulunduğuna dikkat çeken Hamdi, atık krizine karşı en önemli silahın israfı önlemek olduğunu belirtti.
Gelişmekte olan ülkelerden biri olan Tunus’ta atık işleme merkezlerinin kurulması gerektiğini kaydeden Hamdi, “Birçok devlet atık işinde uzmanlaşmış şirketlerle anlaşarak bu soruna çözüm üretiyor, devlet için daha çok iş fırsatı ve kalkınmaya kaynak sağlaması açısından atık işleme merkezleri bir lokomotif görevi üstlenebilir. Atıkların yaklaşık yüzde 95’i geri dönüştürülebilir atıklardan oluşuyor. Çevre Bakanlığı yolsuzluklarla uğraşacağına ‘çöpleri’ atık dönüşüm merkezlerinde değerlendirerek ‘kazanca’ çevirebilir.” diye konuştu.
“Sağlıklı çevre olmadan sağlıklı ekonomi olmaz”
Atık sorununun sadece Çevre Bakanlığı'nın sorunu olmadığına belirten Hamdi, “Tüm paydaş kamu ve özel kurumlar hep beraber atık sorununa ulusal bir mesele olarak yaklaşmalı. Tüm taraflar ve uzmanların desteği ile çevre dostu bir kalkınma stratejisi belirlenmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Sağlıklı bir çevre olmadan sağlıklı bir ekonomi olamayacağını vurgulayan Hamdi, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Temel sorun Tunus’ta net bir kalkınma stratejisinin olmayışı. Yıllardır devam eden atık sorununun çözülememesi buna en büyük örnek teşkil ediyor. Atık sorununu yanlış ele alan yöneticiler bu gecikmenin kaynağı. Tunusluların sağlığını dikkate alan çevre dostu ve yasalarla koruma altına alınan bir çözüm üretilmeli. Çünkü çevresel durum ekonomik ve sosyal durumu da belirleyen önemli etkenlerden biridir.”
Sessiz ve derinden gelen “atık” sorunu
Devletin atık sorununa hatalı yaklaştığını belirten bir diğer çevre aktivisti Bedreddin Cuma da yaptığı açıklamada, “Tunus’ta atık sorununa ilişkin net bir stratejinin olmaması endişe verici bir hal aldı. Devletin atık sorununa yaklaşımı Safaks’ta, Akrab’da Mahres’te olduğu gibi insanların sokaklara dökülmesine neden oldu. Bu şehirlerde yıllardır çözülemeyen atık sorunu uygulanan yanlış politikalar ile sessizce hakkını arayan bölge halkının patlamasına neden oldu.” diye konuştu.
Çevre Bakanlığı yetkililerinin birbirleriyle uğraşmaktan strateji üretmeye vakit bulamadıklarını savunan Cuma, “Sorun kısa ve orta vadeli çözüm bulma arayışında yatıyor, çevre sorununa alternatif ve kesin çözümler bulamazsanız insanların sokaklara çıkmasına mani olmazsınız. Çevresel felaketlere karşı uyaran uzmanların önerdiği ulusal ve küresel çözümler dinlenmeli.” dedi.
Atık sorununa çözümün üretim aşamasında başladığının altını çizen Cuma, “Plastik poşet ve bazı ambalaj maddelerinin üretimleri sınırlanmalı. Halkı, yerel yönetimlerin desteği ile teknik ve kültürel olarak atık konusunda bilinçlendirmek gerekir.” görüşünü paylaştı.
Atık üretimini azaltmanın atık sorunuyla mücadelenin ilk kuralı olduğunu belirten Cuma, “Toplumsal davranışlar ve tüketim kültürü atık sorunu ile doğru orantılı süreçler. Vatandaşı bilinçlendirmek atık sorunuyla mücadelenin ilk aşaması, diğer aşama ise geri dönüşüm teknolojisi ile atıklardan çeşitli enerji, gaz veya farklı ürünlerin üretilmesini sağlayacak sistemin kurulmasını sağlamaktır.” değerlendirmesinde bulundu.