Şair ve yazar Sezai Karakoç vefatının 7inci gününde mezarı başında anıldı

Türk edebiyatının önemli isimleri arasında yer alan mütefekkir, şair ve yazar Sezai Karakoç için Kur'an-ı Kerim tilaveti yapıldı.

Şair ve yazar Sezai Karakoç vefatının 7inci gününde mezarı başında anıldı
1325

16 Kasım'da yaşamını yitiren Karakoç'un vefatının 7. gününde, Şehzadebaşı Camisi haziresine bulunan mezarı başında dualar okundu.
 
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Sezai Karakoç'un vefatı aslında yaşadığımız zaman açısından onun dirilişi oldu diyebilirim. Zaten bizim inancımıza göre ölüm bir yok oluş değil, daha güçlü bir diriliştir, varoluştur." dedi.
 
Yılmaz, Karakoç'un vefatı esnasında ve sonrasında yazılanlara, konuşulanlara bakıldığında, eskisinden daha güçlü bir tesir halkası oluştuğuna işaret ederek, "Cenazesinde gözden kaçan bir husus vardı. Onu uğurlamaya gelen kitlelerin büyük çoğunluğu gençlerdi. Gençlerin Sezai Karakoç'u uğurlamaya katılımları, aslında gençlerle ilgili hükümlerin ne kadar ezbere olduğunun açık bir göstergesiydi." diye konuştu.Sezai Karakoç'un vefatıyla dahi gençlere sahip çıktığının altını çizen Yılmaz, şöyle devam etti:
 
"Bize gençlerin daha doğru dürüst anlaşılması, algılanması ve tanımlanması gerektiğini gösterdi. Genel geçer olan ya da adeta ezber bir hükme dönüşen gençlerle ilgili tanımlamalara baktığımızda aslında Şehzadebaşı Cami avlusunda pek de gencin olmaması gerekiyordu. Bu sevgi kuru bir sevgi değil, aslında onun söyledikleri, yazdıkları ve yaşantısının aidiyet hissiyatına dönüşmesidir, benimsenmesidir. Sezai Karakoç'u bundan sonra konuşurken, anarken dikkat etmemiz gereken birkaç husus da var. Evet o büyük bir şairdi, mütefekkirdir, önde gelen edebiyatçımızdır. Ama onun büyüklüğünü sağlayan temel unsurlardan bir tanesi onun ameli, eylem boyutuydu. Fikirleri ve yaşantısı arasındaki uyumdu."
 
Coşkun Yılmaz, Karakoç'un yaşadığı zamanın bir düşünürü, şairi olmadığına da dikkati çekerek, "Kendisinden önce asırlarca geçmişi olan bir edebi, düşünce geleneğinin bir fikir geleneğinin zamanımızdaki sesi, soluğu, müdavimi ve direnişçiydi ve onun dirilişine ömrünü sarf eden bir isimdir. Pek çok eseri var. Ama kullandığı kavramlara, yazdığı biyografik eserlere baktığımızda Mevlana, Yunus Emre ve Mehmet Akif Ersoy üçlemesinin hem tarihteki fonksiyonu hem onun hayatındaki yeri hem de günümüzdeki önemini dikkate aldığımızda, Sezai Karakoç'un nasıl bir geleneğe de dayandığını ve onu günümüze nasıl yenileyip, yeniden küllerinden doğma ve dirilişin zemininin oluşturmaya çalıştığını görürüz." ifadelerini sözlerine ekledi.
 
Sezai Karakoç'un vefatının 40. gününde ayrıca İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İstanbul Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi iş birliğince bir anma programı düzenlenecek.
Yorumlar
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir.