Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin soruşturmalara FETÖ müdahalesiyle ilgili davanın görülmesine devam edildi

Büyük Birlik Partisinin (BBP) kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmalara FETÖ'nün talimatıyla müdahale ettikleri iddiasıyla dava açılan 19 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin soruşturmalara FETÖ müdahalesiyle ilgili davanın görülmesine devam edildi
1130

Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan bazıları katıldı, farklı davalar nedeniyle cezaevinde bulunan 3 sanık ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
 
Duruşmada, Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer, kızı Firuze, oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu ile taraf avukatları hazır bulundu.
 
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanına suikast timinde yer aldığı gerekçesiyle mahkum olan sanık Aydın Özsıcak, delil klasörünü incelemek için bir örneğinin kendisine gönderilmesini talep ederek, dosyayı inceledikten sonra savunma yapacağını söyledi.
 
Aynı suikast timinde yer alan ve cezalandırılan Davut Uçum da yargılamanın doğru yapılmadığını iddia ederek, heyetin çekilmesini talep etti.
 
Söz alan Yazıcıoğlu ailesi avukatı Kemal Yavuz, kanunda sanığın duruşmayı uzatma amacı açıkça anlaşılıyorsa geri çevirme talebinin reddedilmesinin yer aldığını hatırlatarak, sanığın asıl amacından çıktığı ve talebin reddedilmesi gerektiğini belirtti.
 
Mahkeme başkanı, kısa süren müzakerenin ardından, heyetin davadan çekilme talebinin reddedildiğini kaydetti.
 
Sanık Uçum, duruşmayı uzatmaya çalışmadığını savunarak, helikopterden cihaz sökülmesi iddiasına ilişkin "O görüntüleri izleyen bir insan Aydın'ın (Aydın Özsıcak) cihazları sökmesinin imkansız olduğunu görür." dedi.
 
Uçum, iddiaların soyut, savunmalarının ise somut delillere dayandığını, bu nedenle iddianamenin kabulü yerine, iade edilmesi gerektiğini öne sürdü.
 
Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin olayın cinayet olduğunu düşündüğünü belirten Uçum, ancak Yazıcıoğlu ailesinin avukatlarının iddia ettiği gibi yanından uçakla geçerek helikopteri düşürmenin mümkün olmadığını ileri sürdü.
 
FETÖ ile ilgili herhangi bir bağlantısının olmadığını öne süren Uçum, bu olayda algı oluşturulduğunu, algı oluşturanların mutlaka bu olay hakkında bilgisi olduğunu, bunların araştırılması gerektiğini savundu.
 
Yazıcıoğlu avukatı Kemal Yavuz'un, "Helikopter kırıma uğradığında ekibin sorumlularından biri olarak, enkazın başına gittiniz, kimlerle gittiniz sayar mısınız?" sorusuna Uçum, "Dosyada yer alan fotoğraflardan görebilirsiniz." cevabını verdi.
 
Olay günü Malatya hava üssünden arandığını ve 203 saniye görüşme gerçekleştirildiğini hatırlatan Yavuz, "Görüşmede talimat aldınız mı?" sorusuna ise sanık "Ne münasebet." yanıtını verdi.
 
Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Selami Ekici'nin "Kırıma uğrayan helikopterin yanına gittin mi?" sorusuna ise sanık, talep edildiği için gittiklerini ancak yalnızken gitmediğini söyledi.
 
Olayın kaza değil suikast olduğunu ve uçakların helikopteri düşürebilmesinin mümkün olmadığını söylediğinin hatırlatılması üzerine sanık Uçum, "Pilot bilincini kaybetmiş ama ne şekilde kaybetmiş bilemem. Teknik olarak uçakla düşürülmesi imkansız." dedi.
 
Sanık Uçum ve Özsıcak'ın avukatı, usul hatası yapıldığını, tarafların konuyu başka yere çekmek istediğini öne sürdü.
 
Bunun üzerine mahkeme başkanı, Türk siyasi hayatında önemli bir yeri olan insanın ölümüne ilişkin bir dava görüldüğünü belirterek, dava konusundan uzaklaşmamasına ilişkin sanık avukatını uyardı.
 
Yazıcıoğlu ailesinin avukatı, mahkemeye, sanık avukatı hakkında örgütlü suçlar yönünden soruşturma olduğunu, avukatın birçok mahkemede benzer yöntemler kullandığını belirterek, davadan el çektirilmesine ilişkin dilekçe sundu.
 
Emekli albay tutuksuz sanık Ebubekir Semih Y. ise olay günü kırıma uğrayan askeri helikopter için olay yerine gittiklerini belirterek, çok yakınında sivil helikopter olduğunu aktardı.
 
Askeri helikopterle ilgili çalışmaya başladıklarını ifade eden sanık, "Diğer kaza kırım ekibinin yanına giderek, yardımcı olabileceğimiz bir şey var mı diye sordum. Sonra yine gelip kendi işimizi yapmaya çalıştık. Davut Uçum 'bizden kesici talep ettiler' dedi. Ben de 'tabii ki vermemiz lazım' dedim. Bizim enkazda kendi başımızı kaşıyacak vaktimiz yoktu. Ne yaptılar bilmiyorum." dedi.
 
Daha sonra helikopterden parça sökülmesine ilişkin çekilen görüntülerin basında yansıması üzerine Genelkurmay'dan sorulmasıyla öğrendiğini ifade eden sanık, "O personelin oraya gittiğini görmedim, kesinlikle müdahale ederdim, gereken neyse yapardım. Vazifesini yapmayıp, işini bırakan insanlar yüzünden bunları yaşıyorum." diye konuştu.
 
Sanık Ebubekir Semih Y, "FETÖ'ye yardım" suçuna ilişkin de hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
 
Tutuksuz sanık Emrullah Ö, Yazıcıoğlu'nun ölümünün kaza görünümlü bir suikast olduğunu düşündüğünü, olayın araştırılması için çaba gösterdiğini kaydetti.
 
Araştırması sırasında birisinin kendisine bir görüntü izlettiğini anlatan Emrullah Ö, görüntüde 3 parkalının helikoptere yaklaştığını, Muhsin Yazıcıoğlu'nu da gördüğünü dile getirdi.
 
Mahkeme başkanının, "Emin misiniz Muhsin Yazıcıoğlu olduğuna?" sorusuna sanık, Yazıcıoğlu olduğunu söyledi.
 
Tutuksuz sanık Nedim B. de olay günü merak saikiyle sivil helikopterin bulunduğu yere gittiğini belirterek, "Hiçbir malzemeyi sökmedik, hiçbir malzemeyi almadık." ifadesini kullandı.
 
Hakkında ifade veren tanığın doğruyu söylemediğini ve bu tanık hakkında suç duyurusunda bulunacağını kaydeden sanık Nedim B, hiçbir terör örgütüyle uzaktan yakından irtibatı olmadığını savundu.
 
FETÖ hükümlüsü Mustafa Atalar da dosyaların tarafına ulaşmasını talep ederek, inceledikten sonra savunma yapacağını söyledi.
 
Sanıkların katil örgütlü yapının amacına hizmet eden kişiler olduğunu ısrarla söylemek istediğini aktaran Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz ise helikopterin uçakla düşürülmesinin imkansız olduğu iddialarına ilişkin, "Bir uçak pilotu ise 'çocuk oyuncağı' olduğunu söylüyor. Havada tutunması zor olan helikopterin jetlerin oluşturacağı hava sirkülasyonu ile düşürüleceğini uzmanlar söylüyor." şeklinde konuştu.
 
Duruşma savcısı, FETÖ soruşturmasında etkin pişmanlık hükümleri kapsamında ifade veren Abdullah Önder ile Kamil Bakum'un ifadelerinin dosyaya getirilmesini ve ifadelerde geçen şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunulup bu davayla birleştirilmesini talep etti.
 
Savcı, ayrıca, sanık avukatı hakkındaki soruşturma dosyasının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından incelenmek üzere istenmesini talep etti.
 
Mahkeme heyeti, Kamil Bakum, Abdullah Önder ve bu sanıkların ifadelerinde geçen kişilerin bir sonraki celsede dinlenmesine, sanık avukatının yayın yasağı talebinin de merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun kamuoyuna mal olmuş kişiliği ve haber alma özgürlüğü gözetilerek reddedilmesine karar verdi.
 
Sanık avukatı hakkındaki soruşturma bilgisinin istenmesine karar veren heyet, duruşmayı 25 Ekim'e erteledi.
 
Dava süreci
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, Büyük Birlik Partisinin (BBP) kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmaya FETÖ'nün talimatıyla müdahale ettikleri iddiasıyla 17 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame 25 Aralık 2020'de kabul edilerek, Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı.
 
Bu dosya ile Göksun Asliye Ceza Mahkemesindeki, helikopterden GPS cihazının sökülmesine ilişkin 10 sanığın yargılandığı dava, sanık ve eylem yönünden bütünlük oluştuğu gerekçesiyle 6 Ocak'ta birleştirilmiş, sanıklardan 7'si her iki dosyada da yer aldığı için 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada sanık sayısı 20'ye çıkmıştı.
 
Sanıklardan Muharrem Tunç'un vefatı nedeniyle yargılanan sanık sayısı 19 olmuştu.
Yorumlar
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir.