İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2016'dan itibaren doğu ve güney sınırlarında engellenen kaçak göçmen sayısının 2 milyon 327 bin olduğunu bildirdi.
Soylu, Gölbaşı ilçesindeki Vilayetler Evi'nde düzenlenen, ilgili bakanlıklar ile kurum ve kuruluşların temsilcilerinin de yer aldığı "Göç Kurulu Toplantısı"na katıldı.
Programda konuşan Soylu, Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliğine göre, Suriye nüfusunun yüzde 39,4'ünün halen mülteci konumunda olduğunu, uluslararası raporlara göre, geçen 24 yılda göç yollarında yaşanan mülteci ölümlerinin yüzde 45'inin son 6 yılda gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye'nin Suriye kaynaklı göçle birlikte bu alanda attığı stratejik adımları hatırlatan Soylu, "Dünya, Suriye iç savaşını ve bütün düzensiz göç hareketlerini seyrederken, Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde göç politikası, uygulama metinleri, strateji belgeleri ve tüm kurumlarının ne yaptığı belli olan bir anlayışı başından itibaren ortaya koyma basiretini ve kararlılığını gerçekleştirmiştir." dedi.
"462 bin Suriyeli Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerine geri dönmüştür"
Soylu, 15 Temmuz sonrasında Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarını takiben, gönüllü geri dönüşlerin teşvik edilmeye başladığını anımsatarak, "Suriye iç savaş bölgesiydi. Hem Fırat Kalkanı hem Zeytin Dalı ardından Barış Pınarı'nda da büyük bir istikrarsızlık, karmaşıklık ve kaos söz konusuydu. Ne zaman Türkiye, buradaki huzuru ve sükunu sağladı, 462 bin Suriyeli buradan Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerine yani Afrin'den El Bab'a, Azez'den Mare'ye ve Çobanbey'e geri dönmüştür." diye konuştu.
Düzensiz göçle mücadele alanında Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde yaptıkları yeniden yapılandırma çalışmalarını anlatan Soylu, bu sayede, ilgili birimleri daha etkin ve koordinasyonu daha yüksek birimler haline getirdiklerini aktardı.
Soylu, Türkiye'nin göç meselesini, "Açık Kapı" ve "Uyum Süreci" olmak üzere iki dönemde yönettiğini belirterek, bugün içinde bulunulan üçüncü dönemi ise gerek arttırılan sınır güvenlik sistemleri gerek uluslararası girişimlerle "Küresel Paylaşım" dönemi olarak adlandırmanın yanlış olmayacağını dile getirdi.
"Türkiye bu meseleyi önde karşılamıştır"
İçişleri Bakanı Soylu, sınır güvenlik sistemlerine ilişkin de bilgi verdi. Türkiye'nin 911 kilometre Suriye sınırının 837 kilometresinin sınır duvarları, aydınlatma, fiber optik sistemler, sensörler ve gece görüş kameralarıyla donatıldığını anlatan Soylu, gelebilecek göç dalgalarına karşı Gürcistan ve Ermenistan sınırlarında da çalışmaların yapıldığını söyledi.
Duvarlarla beraber fiber optik sistemler, aydınlatma, kameralar ve gece görüş kameralarının, sınırları çok güvenli hale getirdiğini ifade eden Süleyman Soylu, "Bir taraftan sınırdaki mayınların temizlenmesi diğer taraftan keşfi, tabii şunu da söyleyeyim, İran ile bu konuda yapmış olduğumuz müzakerelerde, Dışişleri Bakanlığımız da burada, hakikaten iki ülke arasında başarıyla yönetilen ve başarılı sonuca ulaşan bir süreçtir. Çünkü iki ülkenin arasında güvenlik duvarı oluşturmak ve bunları belirlemek apayrı bir işti, bu da gerçekleştirildi." dedi.
Hakkari sınırında da 40 kilometrenin üzerinde en kritik yerlerde çalışmalara başladıklarını belirten Soylu, "Hakkari sınırında da bu yıl itibarıyla 20 kilometreyi kış gelmeden tamamlıyoruz. Burada bir haber daha vermiş olacağım, Van sınırının İran'da kalan 241 kilometrelik bölümünü de Cumhurbaşkanımızın talimatı, Hazine ve Maliye Bakanlığından gerekli ödenek tahsis edilerek yaklaşık 1 milyar liranın üzerinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ ile görüşerek başlatıyoruz. Yani böylece Doğu'da İran sınırlarımızda şu ana kadar yaptığımız 220 kilometre civarında ve 241 kilometre daha ilave edeceğiz ve orasının büyük bir bölümünü aynı zamanda Hakkari ile birlikte de gerçekleştirerek bitirmiş olacağız." diye konuştu.
Yabancıların asayiş olaylarına etkisi
İçişleri Bakanı Soylu, 2011'de başlayan düzensiz göç nedeniyle iç güvenlik, kamu düzeni ve asayiş konusunda herhangi bir kritik olayla karşılaşılmadığını belirtti.
Soylu, kurallara uymayanlar için yasaların geri göndermek dahil tıkır tıkır işlediğini, bu konudaki gelişmeleri, kamu düzeninin sağlanması adına dikkatle takip ettiklerini söyledi.
Göç meselesini, "uluslararası koruma ve geçici koruma ile kalanlar", "ikamet izniyle kalanlar" ve "düzensiz göç" olmak üzere 3 ana başlıkta takip ettiklerini dile getiren Soylu, şu bilgileri verdi:
"Üçüncü ülkelerin düşük yerleştirme kotaları yüzünden uluslararası koruma başvurularında 15 bin 975 kişi, geçici koruma başvurularında da Suriyelilere geçici koruma statüsü verilmesinden itibaren toplam 48 bin kişi üçüncü ülkeye yerleştirilmiş durumdadır. Bu konuda üçüncü ülkelerle ilgili yapılan değerlendirmeler, yok hükmündedir. Yani 48 bin kişi yok hükmündedir. Ülkemizdeki sayıyı hesaplayıp gelen kişiyi hesaplarsak Batı'nın veya üçüncü ülkelerin bu konuda herhangi bir iyi niyet adımından yoksun olduklarını hepimiz görürüz. Halen ülkemizde 3 milyon 710 bin 532 kişi, geçici koruma statüsünde bulunmaktadır Suriyeli. Öğrenci, ailevi sebepler, çalışma gibi gerekçelerle ülkemizde ikamet izniyle kalanların sayısı da 1 milyon 207 bin 749'dur ve bunlar kayıtlıdır. Gönüllü olarak geri dönen Suriyelilerin sayısı da 2019'da başlattığımız bu süreçle birlikte 462 bin 26 kişidir. 2016 yılından itibaren doğu ve güney sınırlarımızda engellediğimiz kaçak göçmen miktarı 2 milyon 327 bindir."
"Avrupa'ya geçen göçmen rakamı 586 bin 615"
İçişleri Bakanı Soylu, "Türkiye, 2016 yılından bugüne kadar toplam 283 bin 790 göçmeni kendi ülkelerine geri göndermiş, sınır dışı etmiştir. Aynı zamanda 462 bini de Suriye'ye gönderilmiştir." bilgisini de verdi.
Türkiye'nin, Afganistan ve Pakistan, aynı zamanda Orta Asya ve Afrika ülkeleri nezdinde çok başarılı operasyonlar gerçekleştirdiğini aktaran Soylu, sadece 2019'da 71 bin Afgan'ın geri gönderildiğini anlattı. Aynı yıl 40 bin Pakistanlının da ülkesine gönderildiğini bildiren Soylu, şöyle devam etti:
"Bütün bunlar düştükten sonra çıkışı sağlanamayan rakam, 2016'dan bugüne kadar toplam 814 bin 526'dır. Gerek Frontex'in verdiği rakamlar gerek bizim tespitlerimiz, Avrupa'ya geçen göçmen rakamı da 586 bin 615'tir. Yani 814 bin Türkiye'de yakaladığınız ve kalan düzensiz göçmenin, 586 bin 615'i de Avrupa'ya ya deniz yoluyla yakaladıklarımızın dışında ya da kara yoluyla geçmiştir. Bu gelenlerin 100 bin 169'u da uluslararası korumaya yani ilticaya başvurmuştur. Türkiye'nin kaçak göçmen tablosu tam anlamıyla budur. Yaklaşık Türkiye'de 183 bini kayıtlı ve uluslararası korumaya başvuran toplam 300 bin Afgan göçmen vardır. Bunların bir bölümü de Avrupa'ya geçmiştir."
"2016'dan bugüne kadar kalan kaçak göçmen sayısı 104 bin 941"
Bakan Soylu, 2016'dan bugüne kadar 104 bin 941 kaçak göçmenin adreslerini tespit ettiklerini ve bunların içinde ülkelerine geri gönderilmeyi bekleyen göçmenler olduğunu belirtti. Soylu, "Biz kaçak göçü engelliyoruz. İnsani bir şekilde yönetme konusundaki adımlarımızdan da vazgeçmiyoruz." diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afganistan ve Pakistan'dan göç ile ilgili tartışmalara da değinerek, şunları kaydetti:
"2016'dan bugüne kadar yakalanan 1 milyon 293 bin göçmenin 470 bini Afgan, 196 bini de Pakistan kökenli kaçak göçmenlerdir. Bu iki ülkeden yüksek seviyede bir kaçak göçmen baskısı söz konusuydu ve bizim de bu iki ülkeyle uzun zamandan beri bu konuda sıkı bir iletişimimiz söz konusuydu. Bu konunun son zamanda Taliban ekseninde bir yeni gelişme olarak topluma lanse edilmesi, temelde göçün manipülatif tarafından istifade edilmek için ortaya koyulan bir aklın ürünüdür. Elbette ki ne boyutta olursa olsun bu tepkiyi göz önünde bulundurmak, gerek toplumu doğru bilgilendirerek gerekse sorun alanlarına daha fazla eğilerek bu sosyal talebi karşılamalıyız. Bunun için öncelikle düzensiz göç meselesinde attığımız adımları yoğun şekilde anlatmaya çalışıyoruz."
Dünyanın hiçbir ülkesinde ve göç tarihinde Türkiye'nin Fırat Kalkanı Zeytin Dalı ve Barış Pınarı bölgelerinde uyguladığı modelin uygulanmadığını vurgulayan Soylu, "Batı, göçün kaynağında nasıl yönetildiğini, nasıl oradan ekstra bir göç gelmesinin engellendiğini, o bölgeye giderek rahat bir şekilde öğrenebilir. Zihniyet, sömürge zihniyetinden komşu ve insan zihniyetine dönerse problem çözülebilir. Ama zihniyet sömürge zihniyetiyle neşet ettiği için problem orada başlamaktadır." dedi.
Bakan Soylu, İdlib'de 50 bin briket ev yapımına başladıklarını belirterek, "Sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların desteğiyle şu anda 42 bini tamamladı, 34 bine aileleri yerleştirildi." bilgisini de paylaştı.