BAZI KESİMLERİN HEDEFİ OLSALAR DA, HAYATLARINI ORTAYA KOYUP HAYATLARIMIZI KURTARIYOR VE KORUYORLAR
A Haber Ajansı’nın Genel Yayın Yönetmeni ve Dünya Basın Federasyonu Üyesi Gazeteci Ferhat Aydoğan’ın bu haftaki köşe yazısında ;
Türkiye Cumhuriyeti'ni güçlü ve güvenli kılan en önemli faktörlerden biri olan Jandarma ve Polis güçlerimiz hergün canları pahasına görevlerini ülke ve millet aşkı ile yerine getirerek ülkede yaşayan herkes için huzur temin etmeye devam ediyor.
Muhalefet ve gizli ortağı HDP'nin her fırsatta hedef aldığı polis teşkilatı, malesef siyasi çıkar kurbanı olan kurumlarımızdan sadece biri. Ülkedeki uyuşturucu tacirleri, hırsızlık olayları, şiddet ve cinayet, sokaklarımızın ve insanlarımızın güvenliği için canlarını ortaya koyan polislerimiz hak etmedikleri ithamlar ile siyasi meze olarak kullanılmaya çalışılıyor. Özellikle, CHP ve biricik ortağı HDP'nin ithamları ve karalamalarına karşı, görevlerini yapmaktan başka verebilecekleri bir cevap olmayan, statülerinden dolayı gazetelerde, televizyon kanallarında cevap veremeyecekleri için sürekli köşeye sıkıştırılan polis teşkilatı için birilerinin artık ses yükseltmesi gerekiyor. AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emrinde kötü işler yapan bir grup insan gibi lanse edilen ve toplum gözündeki itibarları zayıflatılmaya çalışılan polis teşkilatının ülke huzuru ve güvenliği için döktüğü kan ne yazık ki birilerinin hoşuna gidiyor.
Dün, Antalya'da "başörtülü" bir genç kızımız, kardeşimiz olan polis memuru Leyla S. eski bir tanıdığı tarafından sokak ortasında bıçaklandı. Cumhuriyet Gazetesi haricinde sol ve muhalif cenahtan bir ses çıkmadı. Polis kardeşimizin başörtülü olması, sanırım bu güruhun gözünde olayın haber değerini sıfırladı.
Yine dün, Sivas'ta dur ihtarına uymayan şüpheli, ekip aracına çarparak 2'si polis 4 vatandaşımızın yaralanmasına neden oldu.
Bakın polis operasyonları ile yakalanan uyuşturucu taciri ve yasaklı maddelerden bahsetmiyorum bile. Burada sözünü ettiğimiz şey senin, benim kardeşimiz, arkadaşımız, akranımız, ağabeyimiz, ablamız... Kendi insanımız! Ne yazık ki siyasi meze yapılıyor, kutsal meslekleri hedef alınıyor, halkın gözünde "öcü" gösteriliyor, hayatları dahi değersizleştiriliyor...
Neden muhalefet Emniyet Genel Müdürlüğü ve polis memurlarımıza karşı bir tebrik konuşması yapmıyor, yaptıkları işleri övmüyor? Aylık bir derleme de mi yapamıyorlar, bu kadar mı acizler? Ama ne zaman hangi örgütlere bağlı oldukları aşikar, kimler tarafından toplanıp yönlendirildikleri belli olan bir grup "maşa" haline getirilmiş genç, taşkınlık çıkarmaya çalışsa ve polis önlem alsa çarşaf çarşaf manşet oluyorlar...
Emniyet Genel Müdürlüğü'nden ricamdır, son 1 yılda psikolojik destek alan, canına kast eden, yaşamını yitiren polis memurlarımızın bir raporunu yayınlansın. Çünkü ülkedeki bazı hadsiz ve vicdansızların bazı şeyleri kendi gözleriyle görmesi ve lağım kokan ağızlarını kapatması gerekiyor. Polis memuru olmak değil Türkiye'de, dünyanın neresine giderseniz gidin yapılabilecek en stresli en zor mesleklerden biri. Halk olarak yapabileceğimiz en güzel şey onları desteklemek, güler yüz göstermek.. çamur atıp, öcü gibi göstermek değil!
Jandarma personelimiz yine bildiğiniz gibi, düşmana korku, dosta güven vermeye, ülkemizde yaşayan tüm insanların yüzünde gülümseme yaratmaya devam ediyor. Ordudaki FETÖ'cülerin arındırılması ve hala etkin olarak sürdürülen FETÖ'nün Jandarma içerisindeki mahrem yapılanma soruşturmaları ile üzerindeki yükü atmaya daha etkin hale gelmeye devam ediyor.
Anaokulundan başlayarak öğrencilere meslek tanıtımı yapan Jadarma Genel Komutanlığı, "Ordu Millet" anlayışını gelecek nesillere aktarmak, siyaset arenasında ne dönerse dönsün gelecek nesillerin kökenlerinin nereden geldiğini ve bu mesleğin Türk Milleti için ne anlam ifade ettiğini öğretmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Dünya'da hiçbir ülkenin Jandarma teşkilatı hem teröre karşı, hem iç güvenlikte, hem insan ve uyuşturucu ticaretinde etkili olup bir yandan da şefkati, merhameti ve eğitici yapısıyla bu denli etkin değildir. Çünkü bu saydığım özellikler, bu toplumun kökenlerinden gelmektedir, karakter meselesidir. Her Türk bu özelliklerle doğar, ne yazık ki bazıları "dış etkenler" sebebiyle yolundan sapar.
Jandarma personelimiz sadece kırsaldaki olaylarda etkili olmakla kalmıyor, kimsesiz sokak hayvanlarını kurtarıyor, besliyor, kaderine terk edilmiş yavrulara kucak açıyor, doğal hayattaki canlılar için seferber olup düzenli olarak belirlenen bölgelere yiyecek bırakıyor. Türk Jandarması sadece insana karşı değil tüm canlılara karşı saygı ve sevgi besleyen böyle yüce bir oluşum. Sanırım bu sebeple malum grupların gözüne iğne gibi batıyor.
TÜRK KADINININ ANNESİ,BACISI,KARDEŞİ ARZU ERDEM
Türk Kadını'nın annesi, kız kardeşi, ablası olan, çok sevgili MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem ablamızı TBMM'deki makamında ziyaret ettim. Türkiye Cumhuriyeti, Türk Milleti ve Türk Kadını için özeverili çalışmalarını uzun süredir takdirle takip ettiğimiz Arzu Erdem ablamıza hizmet anısına onur plaketi takdim ettim. Sağolsun, bizi saygı ve sevgiyle ağırladı.
Tam bir Türk Kadını örneği olan Arzu Erdem sadece Milletvekili değil, aynı zamanda Dilbilimci, Pedagojik Destek Uzmanı, Adli Bilirkişi, Eğitimci... Kimsesiz Çocuklar Eğitim ve Sevgi Derneği Kurucu Başkanlığı ve Gençleri Uyuşturucudan Koruma Derneği Kurucu Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunmuş, aile şirketinde üst düzey yöneticilik yapmış, Kadın, Eğitim ve Çocuk İstismarı Sorunlarıyla ilgili olarak çalışmalar yapmış bir isim.
Siyasette de oldukça aktif olan Sayın Arzu Erdem ablamız, 26. Dönemde TBMM AB Uyum Komisyonu, Türkiye-AB KPK ve Avusturya, Ruanda, Tanzanya, Namibya, Bulgaristan, Burkina Faso, KKTC, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve İrlanda Dostluk Grubu üyesidir. TBMM MHP Grubu Divan üyesidir. Almanca, İngilizce, Fransızca ve Latince bilen, kendini her anlamda tam donanımlı olarak yetiştirmiş, örnek alınması gereken bir figür. Aynı zamanda 2 çocuk annesi gerçek bir anne. Tek dileğim, ülkemizin genç kızlarının, kadınlarının Arzu Erdem ve onun gibi isimleri örnek alması, ülkemizin yeni Arzu Erdem'ler kazanmasıdır.