Hain darbe girişiminin 5. yılında iş dünyasından 'milli birlik ve beraberlik' mesajı

İş dünyası temsilcileri, FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı Türk milletinin demokrasiden yana tavır alarak, yönetimi belirleme gücüne sahip çıktığını belirterek, milli birlik ve beraberlik mesajı verdi.

Hain darbe girişiminin 5. yılında iş dünyasından 'milli birlik ve beraberlik' mesajı
146

FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden beş yıl geçerken, yaralarını hızlıca saran iş dünyası geçen bu zamanda 15 Temmuz'u unutmadı ve unutturmadı.
 
Bu çerçevede iş dünyasının önde gelen temsilcileri "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" kapsamında, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
 
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, bundan tam beş yıl önce, Türkiye'yi karanlığa boğmak isteyen FETÖ terör örgütünün hain darbe girişimine karşı Türk milletinin dimdik durduğunu ve tek vücut olduğunu anımsattı.
 
Vatanın birliği ile bütünlüğünü korumak uğruna nice canların şehit verildiğini, şehit ve gazi acılarının Türk milleti tarafından ortak yaşandığını belirten Olpak, şu değerlendirmelerde bulundu:
 
"Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, devletimiz ve milletimizin ortaya koyduğu kararlılık neticesinde, egemenliğin kayıtsız ve şartsız milletin olduğunu bir kez daha tüm dünyaya ispatladık. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle, ülkemizin birlik ve bütünlüğü için gözünü kırpmadan canını ortaya koyan tüm demokrasi şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyor, gazilerimize ve bu demokrasi destanını yazan herkese şükranlarımızı sunuyoruz.
 
Ne mutlu ki, topyekün kazandığımız tarihi demokrasi zaferimizin ardından yine hep birlikte ülkemizin geleceği için çalışmaya, üretmeye ve büyümeye devam ediyoruz. Ülke olarak, bugüne kadar karşılaştığımız tüm zorluklarla mücadele etmeyi bildik ve bu mücadele ruhumuzla ülkemizin hedeflerine doğru yine hep beraber yol alıyoruz. Türkiye, küresel olarak mücadele ettiğimiz pandemi sürecinde dahi büyüme başarısı gösteren nadir ülkelerden biri oldu. Türkiye'nin büyümede hız kesmeden, her alanda gelişimini sürdürerek yoluna emin adımlarla devam edeceğine olan inancımız tamdır."
 
"Milletin hainlere attığı tokadın devamını ihracatçılar rekorlarla attı"
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, o gece nasıl ki millet bir an için bile geri dönmeyi düşünmediyse, aynı günün sabahında ihracatçılar olarak yılmadan, yorulmadan kendilerinin de mücadeleyi sürdürdüklerini dile getirdi.
 
Milletin hainlere attığı tokadın devamını ihracat ailesi olarak kendilerinin de rekorlarla getirdiklerine işaret eden Gülle, şu değerlendirmelerde bulundu:
 
"15 Temmuz Türkiye için bir daha yaşanmaması gereken bir gündü. Türk halkı gün sonunda iradesinin demokrasiden yana olduğunu gösterdi. İhracat ailesi olarak bizler de endişe dolu bir gece yaşadık ama sabahında herkes işinin başındaydı. Üretim kesintisiz devam etti. Bu anlayış çok önemli, 2016 yılında yıllık ihracatımız 149 milyar dolar seviyesindeydi.
 
Yıllık ihracatımızı 2019'da 181 milyar dolara getirdik. Hedefimiz 200 milyar doları geçmekti. İhracatımız 15 Temmuz'dan bu yana pandemiye rağmen yüzde 33 arttı. Bu yıl da inşallah 200 milyar dolar seviyesini aşacağız."
 
"15 Temmuz, sadece bir darbe girişimi değildir, Türk milletine ihanetin adıdır"
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç ise geçmişten günümüze yapılması planlanan darbelerin tamamının, milletin seçtiği ve şaşmaz sağduyusuyla ülkeyi yeni bir ufka doğru götürmesini istediği seçilmişleri, uydu bir yönetimin aktörleri yapma isteği olduğundan bahsetti.
 
15 Temmuz darbe girişiminin ise bütün bu özellikleri içinde barındırmasına rağmen, hepsinden daha farklı olduğuna dikkati çeken Avdagiç, şunları söyledi:
 
"15 Temmuz darbe girişimi dış mihraklarla iş birliği içinde ülkemizi ve seçilmiş hükümeti yıkma teşebbüsüdür. Alenen millete yönelik bir darbedir. Binbir emekle oluşturulan Türk demokrasi geleneğimizi, milletin yönetimi belirleme gücünü yok etme cüretidir. Türkiye'nin şahsiyetli ve büyük tarihsel gücüne sahip olma yolunda elde ettiği kazanımları berhava etmektir. Tarihimizde ilk kez bir zümrenin, bir grubun ülkeyi yabancıların buyrukları doğrultusunda kaosa sürüklemesidir. Hedef, Türkiye'nin bir asırlık birikimi ve performansını yok etmektir. Bölgesel ve küresel düzlemde çok önemli gelişmeler cereyan ederken ve bu gelişmelerin yönünü belirleme gücüne kavuşmuşken Türkiye'nin oyun dışına itilme çabasıdır. Suriye'deki gelişmelerden Libya'daki olaylara, Doğu Akdeniz'deki doğal gaz arama teşebbüslerinden AB ile ilişkilere kadar çok geniş bir yelpazede Türkiye'nin geleceğini karartma operasyonudur.
 
Bu yüzden 15 Temmuz, hain FETÖ'cülerin, bütün ayrıntılarıyla yurt dışı güdümlü bir operasyonudur. Bu yüzden 15 Temmuz, sadece bir darbe girişimi değildir, Türk milletine ihanetin adıdır. 15 Temmuz, kukla FETÖ'cü hainlerin Türkiye'yi de kukla ülke yapma girişimidir. Hepsinden önemlisi FETÖ'cü hainlerin kumanda merkezlerinin emirleri üzerine ülkemizi 'Büyük Türkiye' rotasından çıkartma, kendi sınırları içine hapsetme hamlesidir. Türkiye'nin elde ettiği kazanımlarını, tekrar üstlenmeye başladığı lider ülke kimliğini, kalkınmış bir ülke olma yolundaki kararlı yürüyüşünü durdurmaya kalkışmanın adıdır."
 
Avdagiç, Türk milletinin bu hamleyi, bu operasyonu, bu isyanı, bu darbeyi, bu oyunu bozduğunu anımsatarak, Türk halkının, devletinin ve ülkesinin sahibi olduğunu gösterdiğini, Türkiye'yi bir avuç hain darbeciye bırakmadığını dile getirdi.
 
Türk halkının, hayatını zerre kadar önemsemeden, 15 Temmuz 2016 gecesi kahramanlık destanlarının tarihte kalmadığını, çağdaş zamanlarda da yazılacağını gösterdiğinin altını çizen Avdagiç, şunları söyledi:
 
"Milletimiz, hain iş birlikçi darbecilerin ülkemizi karanlık bir geleceğe itmelerine 'dur' diyerek, Türkiye'nin aydınlık geleceğini yeniden yazmıştır. Beş bin yıllık tarihimizin her zor döneminde olduğu gibi milletimiz duruma el koyarak, kendi istikbalini kendi belirleyerek, hain iş birlikçi darbecilerden kurtarmıştır. Türk Milleti, tam 100 yıl önce de kendine zincir vurmak isteyenleri perişan etmişti. 15 Temmuz'da bir kez daha tarih sahnesine çıkan milletimiz, bu kez düşmanlarına ve yerli iş birlikçilerine, en büyük gücü olan göğsündeki iman ile karşı koymuş, onları 'inanç seli' içinde boğmuştur.
 
Türkiye'nin darbeciler vasıtasıyla uzaktan kumanda idare edilecek bir üçüncü dünya ülkesi değil, milletin oylarıyla seçilenlerle yönetilen bir demokrasi ülkesi olduğunu herkese gösterdik. Bugün de aynı azim ve kararlılığımız devam ediyor. İSO ve iş dünyası olarak hainlere, darbecilere, milletimizin bin bir emekle kurumsallaştırdığı geleneklere ve demokrasimize kurulan pusulara ve tuzaklara karşı teyakkuzdayız."
 
Avdagiç, hayatını bu uğurda feda eden 251 şehidi hiç unutmayacaklarının altını çizerek, "Onlara karşı vefamızı, kanlarının boşa akmadığını nöbete devam ederek, ekonomisi güçlü, hedefleri büyük Türkiye idealini sürdürüp hayata geçirerek göstereceğiz. O gece darbecilere hadlerini bildiren aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize ve şanlı bir destanın kahramanı büyük milletimize şükranlarımız sunuyoruz." dedi.
 
"Millet olarak en büyük özelliğimiz, benzer hain girişimler karşısında güçlü bir şekilde kenetlenmemizdir"
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da Türkiye'de demokrasi dışı hain girişimlere bu ülkenin tüm vatandaşları gibi sanayicilerin de karşı durduğunu ve duracağını söyledi.
 
Bahçıvan, Türk sanayisi ve özel sektörünün geçmişten gelen güçlüklerle savaşma, mücadele etme direncini, 2016'nın 15 Temmuz gecesi ve sonrasındaki zor günlerinde fazlasıyla ortaya koyarak, devletine, milletine, ülkesine güvenme noktasındaki en öncü görevini ve sorumluluğunu yerine getirdiğini dile getirdi.
 
İş dünyasının bu ortak duruşunun yanı sıra İSO olarak ekonominin bu süreçten etkilenmemesi, yanlış algı çalışmalarının sonuç vermemesi için, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında ellerinden geleni yaptıklarını aktaran Bahçıvan, şu ifadeleri kullandı:
 
"Sanayiciler olarak darbe girişiminin ekonomik etkilerinin kısa sürede püskürtülmesine ve ülkemizin kısa zamanda yeniden demokrasi eksenine oturmasına katkı sunduk. Bizim millet olarak en büyük özelliğimiz, benzer hain girişimler karşısında güçlü bir şekilde kenetlenmemizdir. Dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de milli iradeyi ve demokrasimizi tehdit edecek böylesi girişimlere, düşüncelere, en güçlü karşı duruşun iş dünyamızdan geleceğinin bilinmesini isterim."
 
"Beraberlik örneği olarak tarih sayfalarına işlenmiştir"
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi kapsamında yaptığı hainliği unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını belirterek, "Türk halkının, 15 Temmuz gecesi ortaya koyduğu güçlü demokrasi mücadelesi, dillendirilmese dahi, biliyoruz ki tüm dünyanın gıpta ettiği, örnek aldığı bir beraberlik örneği olarak tarihin sayfalarına işlenmiştir." dedi.
 
Kaan, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, 15 Temmuz 2016'nın her bir Türk vatandaşı için, Türkiye'ye kara bir sayfa yazma amacında olan hain bir girişimin milletçe boşa çıkarılmasının, özgürlüğün, vatan sevgisinin, demokrasinin ve ülke onurunun her şeyin üzerinde tutulduğunun bir tezahürü olarak ortaya koyulan mücadelenin şanlı tarihi olduğunu söyledi.
 
Demokrasi katili hainlere yaşlı, genç, kadın, erkek herkesin büyük bir öfke ile karşı durduğu o karanlık gecede milletin, tüm dünyaya bir kez daha demokrasi tutkusunu gösterdiğini, birlik beraberlik dersi verdiğini hatırlatan Kaan, şunları kaydetti:
 
"Bizler de MÜSİAD olarak, darbe girişiminin hemen ardından tepkimizi ortaya koyduk ve birçok STK henüz nabız yoklaması telaşındayken biz bu hain ayaklanmaya karşı o akşam duruşumuzu net biçimde ifade ettik, alanlarda darbecilere karşı mücadele verdik. Bulunduğumuz yurt içi ve yurt dışındaki her bir noktada milletimizin karşı karşıya kaldığı hainliği anlattık. Haksızlığın, kumpasın ve yıkıcı planların iç yüzünü nefesimiz yettiğince ifade ettik, dünyada bu yönde kamuoyu oluşturmak adına var gücümüzle çalıştık.
 
Yurt içinde 89 noktada, yurt dışında 95 ülke, 225 noktadaki tüm şube ve temsilcilerimiz, etkin bir şekilde bu çalışmalara kendi çabalarıyla ayrıca destek verdi. Bulunduğumuz tüm ülkelerde o gece yaşananları doğru ve net şekilde kamuoyuna anlatmak için iletişim faaliyetleri yürütüyoruz. Diğer yandan 15 Temmuz gecesini ve ardından yaşananları gelecek nesillere aktarabilmek adına içerikler oluşturduk, kitap ve bilgilendirici yayınlar hazırladık."
 
15 Temmuz'da yaşananları doğru şekilde aktarmak ve anlatmak için yaptıkları diğer çalışmalar hakkında bilgi veren Kaan, 15 Temmuz'u da, yapılan hainliği de unutmayacaklarını, unutturmayacaklarını dile getirdi.
 
Kaan, Türk halkının, 15 Temmuz gecesi ortaya koyduğu güçlü demokrasi mücadelesinin, dillendirilmese dahi, tüm dünyanın gıpta ettiği, örnek aldığı bir beraberlik örneği olarak tarihin sayfalarına işlendiğine işaret ederek, şunları söyledi:
 
"Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere, devletin çeşitli kademelerinde kümelenen FETÖ mensupları, devletimizin titizlikle yürüttüğü operasyonlar neticesinde tasfiye edilmektedir. Devletimizin bu alandaki mücadelesinin, ilk günden itibaren hiçbir şekilde sekteye uğramadan kararlılıkla sürdüğüne tanıklık ediyoruz. Allah bizlere, bu cennet vatanımıza bir daha, kirli eller tarafından organize edilen böylesine hain girişimler, hazin günler, geceler yaşatmasın. Bizler, o gece yaşanan zulmü de hain darbe girişimini de unutmayacağız, unutturmayacağız.
 
Bu vesileyle, 15 Temmuz'da canını ortaya koyarak alanlara çıkan ve vatan müdafaasında bulunan şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, o gecenin hazin izlerini ömür boyu bedenlerinde taşıyacak olan gazilerimize ve bir an bile düşünmeden, hiçbir bahanenin ardına sığınmadan vatanı için sokaklara çıkan her bir kardeşimize şükranlarımı sunuyorum. Milletimizin yazmış olduğu destanın yıldönümünde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'müzü tebrik ediyorum."
 
"Hain darbe girişimi, ülkemizin demokrasisini, refahını ve güvenliğini hedef almıştır"
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski de demokrasiye sahip çıkmak için canlarını ortaya koyan tüm vatandaşları ve güvenlik güçlerini saygı ve minnetle andıklarını kaydetti. Kaslowski, şunları kaydetti:
 
"Bu hain darbe girişimi, ülkemizin demokrasisini, refahını ve güvenliğini hedef almıştır. 15 Temmuz'un hemen ardından uluslararası medyada yayınladığımız ilan metninde de ifade ettiğimiz üzere, demokrasiye müdahaleler ancak demokratik standartları yükselterek ve hukukun üstünlüğünü güçlendirerek önlenebilir.
 
Bu kapsamda darbe girişiminin beşinci yılını geride bırakırken, demokrasi, özgürlükler, hukuk devleti, adalet ve refah boyutlarında ülkemizi en yüksek standartlara kavuşturmak toplumumuza karşı en önemli sorumluluğumuzdur."
 
"FETÖ'nün uluslararası riski bertaraf edilmeli"
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın ise FETÖ mensuplarının Türkiye'de gerçekleştirmeye çalıştığı paralel bir devlet yapılanmasını diğer ülkelerde de oluşturmaya çalıştıklarını belirterek, FETÖ'nün arz ettiği uluslararası tehdide karşı içte olduğu gibi dışta da mücadele edilmesi gerektiği söyledi.
 
FETÖ yapılanmasının devlet içinde paralel yapılanmasını sürdürürken, bir yandan da eğitim kurumu ve dernekleri aracılığı ile bu yapılanmasını gölgeleyerek gizli örgütlerde görülen şekli ile derin bir planlama ile devletin her kademesine sızdığını hatırlatan Aydın, şu değerlendirmelerde bulundu:
 
"Belirli bir güce ulaştıktan sonra da devleti ele geçirmeye çalıştılar. Ne var ki 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanımız sağlam duruşu ve vatandaşlarımızın dirayeti ile büyük bir tokat yemiş oldular. Bu haşhaşi yapı ülkemizde başaramadığı bu girişimi diğer ülkelerdeki örgütlenmeleri ile sağlamaya çabalamaktadır. FETÖ, öncelikle politikacı ve işadamlarından oluşan bir lobi faaliyet ağı oluşturmakta, sonrasında örgüt mensuplarını bu yolla kritik pozisyonlara getirmekte ve stratejik noktalara bu elemanlarını yerleştirmektedir. FETÖ bu çalışmaları ile uluslararası tehdide yol açmaktadır.
 
Unutmayalım ki bu örgütün kalkışması bize pahalıya mal olmuştur. 15 Temmuz gecesi 1,4 milyar TL'lik maddi zararın yanında bunun akabinde bozulan Türkiye imajı, kredi geri ödememe riski, prim ve faizlerin yükselmesi, döviz kurlarının bir anda artması, turizm gelirlerinin düşmesi, ülkeye giren yabancı yatırımcıların azalması ve mevcut yatırımcılardan çıkış yapanların olması beraberinde büyümenin azalması nedenlerle verilere göre 123,4 milyar TL ile ülkemizin ekonomisinde ve marka değerinde kayıplar yaşanmıştır."
 
FETÖ'nün uluslararası riskinin bertaraf edilmesi gerektiğine işaret eden Aydın, Türkiye'ye bu hainliği yapan ellerin rahat durmadığını, uluslararası bir risk oluşturduğunu dile getirerek, "Bu nedenle yaşadığımız bu acı büyük tecrübeyi en güzel şekli ile muhataplarımıza anlatarak gerekli tedbirlerin alınması hususunda diplomasi trafiğimizi durmaksızın sürdürmemiz gerekmektedir. Uluslararası riski bertaraf edebilmek için FETÖ'ye karşı içte olduğu gibi dışta da mücadele edilmelidir." ifadelerini kullandı.
 
Yorumlar
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir.