Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Özen, İstanbul'da ulaşıma alternatif bir güzergah olarak 2018'de yapımına başlanan ve 1,4 kilometresi kazılan ancak 2019 yerel seçimlerinden sonra durdurulan Dolmabahçe-Levazım Tüneli Projesi'nin İstanbul'da ulaşıma ve trafiğe etkileri üzerine AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
İstanbul'da artan nüfus karşısında altyapının yeterli olmadığını dile getiren Özen, alternatif güzergah arayışlarının devam ettiğini, şehrin tarihi dokusu dolayısıyla ulaşımı yer altından tünellerle sağlayacak çözüm arayışlarının gündeme geldiğini aktardı.
Bu amaçla Avrupa Yakası'nda yapılan tünelleri anlatan Özen, Dolmabahçe-Levazım Tüneli'nin bulunduğu bölgenin trafik yoğunluğunun azaltacağını ve bölgede birçok yola alternatif bir ulaşım sağlayacağını belirtti.
Güzergahın önemli bir alternatif oluşturacağını ifade eden Özen, "Güzergaha baktığınızda Anadolu-Avrupa geçişlerinde E-5'e alternatif oluyor. Özellikle Levazım'ın, Etiler'in bulunduğu bölgedeki insanların kullanımına alternatif oluşturuyor. Tünel silsilesinin tamamlanmasıyla beraber de bu alternatiflerin hizmet edeceği nüfus da artarak devam edecek. Bu da İstanbul'un kara yolu ağının gelişmesine fayda sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.
Dolmabahçe-Levazım Tüneli'nin yapılmaması durumunda gelecekteki durumu da değerlendiren Özen, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tünelin yapılmasıyla beraber trafik rahatlamayacak. Ancak alternatif bir güzergah oluşacak. Herhangi bir olumsuzluk durumunda siz bu güzergahı alternatif olarak kullanabilirsiniz. Tüm insanları buraya yönlendirip siz bu güzergahı rahatlıkla farklı amaçlarla kullanabilirsiniz. Burayı, taksiler, servisler ve toplu taşımanın kullanımına açabilirsiniz. Bizi diğer büyükşehirlerden ayıran bir noktamız da toplu taşımanın çeşitliliği. Bunları da rahatlatmak lazım. Alternatif güzergahlar olmadığı zaman tıkanıklık daha da artacak. Tıkanıklığın çözülmesi de uzun süreçler alacak. Alternatifler ne kadar fazla olursa trafik tıkanması durumunda onun çözülmesi, tekrar eski haline dönmesi de daha rahat olacaktır."
"Yeni metro hatlarıyla lastik tekerlekli toplu taşımaya bağımlılıktan kurtulabiliriz"
Prof. Dr. Özen, tünel ve kara yoluna mı yoksa toplu taşımaya mı yatırım yapılması gerektiği yönündeki tartışmalara da şu değerlendirmeyle yanıt verdi:
"Toplu taşıma yapalım, yapıyoruz da zaten. İstanbul'da şu an için baktığımız zaman özel araç kullanımı yüzde 20-23 civarlarında. Yurt dışındaki benzer şehirlerle karşılaştırdığımızda bu değer tüm o şehirlerin altında yer alıyor. Çünkü oralarda özel araç kullanımı yüzde 25 ila 35 arasında farklılık gösteriyor. Bizde trafikte bu kadar yoğunluk yaşamamızın, problem oluşmasının en önemli sebeplerinden biri, toplu taşıma sistemimizin hala büyük oranda lastik tekerlekli taşımaya dayanmasından kaynaklanıyor. Yeni metro hatlarının yapılmasıyla lastik tekerlekli toplu taşımaya bağımlılıktan kurtulabiliriz. Bu noktada o özel araçların hareketliliğini de biraz daha rahatlatacak. Ancak özel araca olan talebin azalmasını beklemek çok mümkün değil."
Özel araçlara talebin ise ihtiyaçtan kaynaklandığını bildiren Özen, burada da yol ve parklama probleminin ortaya çıktığını aktardı.
"Çevre kirliliğini azaltmak adına 'Tünel sadece hibrit ve elektrikli araçların kullanımına açıktır' diyebiliriz"
Belirlenecek kritik bir değere göre kara yolu ağına yatırım yapılması gerektiğini vurgulayan Özen, şunları kaydetti:
"Bizim toplam ulaşım ağımızın zirve saatlerinde yüzde 80'i, 90'ı tıkanıyor. Bu kabul edilebilir bir seviye değil. Bunun iyileştirilmesi gerekiyor. Özel araç kullanan yüzde 20'lik kesimin tamamını toplu taşımaya yönlendirmenin imkanı yok. Şu anda bizim yapmamız gereken toplu taşımadaki insanların özel araca gitmelerini engellemek. Çünkü şu anda İstanbul'da pandemi öncesine göre daha fazla problem yaşamamızın sebebi, toplu taşımadan özel araca kaymanın olmasından kaynaklanıyor. Pandemi nedeniyle insanlar özel araca yönlendiler. Burada yüzde 10'luk bir artış oluştu. Bu artış da trafiği daha fazla katlanamaz hale getiriyor."
Bu noktada alternatiflerin üretilmesinin önemine işaret eden Özen, raylı sistem hatlarına paralel olarak çalışan lastik tekerlekli toplu taşıma araçlarının kaldırılarak, raylı sisteme erimişi kolaylaştıracak planlamanın yapılması gerektiğini vurguladı.
Tünelin kazıldıktan sonra olduğu gibi bırakılmasının ileriye dönük tehlike oluşturabileceğini ifade eden Özen, beton kaplamanın tüneli güvenli hale getireceğini, çökme riskini ortadan kaldıracağını söyledi.
Tünel projesinin devam edip etmemesinin ekonomik bir tercih olabileceğini belirten Özen, "Tüneli devam ettirmeniz durumunda araçların seyahat sürelerini, yolcuların seyahat süresini kısaltacak. Çevre kirliliğini azaltacak. Dolayısıyla yani yapılmasında bence fayda olacaktır. Ayrıca, şehirdeki çevre kirliliğini azaltmak adına 'Bu tünel sadece hibrit ve elektrikli araçların kullanımına açıktır.' diyebilirsiniz." dedi.
Dolmabahçe-Levazım arası süre kısalacak
İnşaat çalışmalarına 2018'de başlanan, çift şeritli 7,8 kilometrelik 2 tüp tünel şeklindeki Dolmabahçe-Levazım Tüneli Projesi'nin maliyeti ise 826 milyon lira.
Proje tamamlandığında Taksim ve Kabataş yönünden gelen araçlar, Beşiktaş Meydanı, Çırağan Caddesi, Yıldız Yokuşu ve Esentepe trafiğine girmeden Zincirlikuyu-Ortaköy yönüne kesintisiz bir şekilde ulaşabilecekler. Dolmabahçe-Levazım arasında 70 dakikayı bulan yolculuk süresi 10 dakikaya inecek.