Diyanet İşleri Başkanı Erbaş 40ıncı İl Müftüleri İstişare Toplantısı Sonuç Bildirgesi ni Açıkladı

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Bencilce davranarak kişisel menfaat sağlamaya yönelik yaklaşımlarda bulunmak yani ihtikara tevessül etmek, İslam'ın üstün ahlak ilkeleriyle bağdaşmayan ve yasakladığı bir davranıştır." dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş  40ıncı İl Müftüleri İstişare Toplantısı Sonuç Bildirgesi ni Açıkladı
1186

Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı Konferans Salonu'nda düzenlenen 40. İl Müftüleri İstişare Toplantısı Sonuç Bildirgesi'ni kamuoyuyla paylaştı.
 
Diyanetin, Kovid-19 sürecinde hizmet ve faaliyetlerini mevcut şartlar içinde devam ettirdiğini söyleyen Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının, gelişen şartlara uygun planlamalarla hizmet üretmeye ve salgın tedbirlerine riayet ve salgının bir an önce sona ermesi için yapılması gerekenler konusunda rehberlik etmeye devam edeceğini belirtti.
 
Teknoloji aracılığıyla sınır tanımaz biçimde varlık alemine müdahale edilmesi, hayatın doğal serüvenine dair endişe yüklü senaryoların yaygınlaşması ve transhümanizm tartışmalarının, insanlığın gelecek endişesini arttırdığını vurgulayan Erbaş, "Her türlü senaryo ve teorinin enformatik kanallardan zihinlere boca edildiği böyle bir ortamda, ilgi ve eğilimler hızla dönüşmekte, insanların din, toplum ve hayata dair yerleşik algı ve duyarlılıkları aşınmaktadır. Dolayısıyla küresel değişimlerin arka planını ve yönünü doğru okumaya yönelik gayretler, özellikle akademik çalışmalar, sağlıklı ve huzurlu bir gelecek için umudun güçlendirilmesi adına büyük önem arz etmektedir." diye konuştu.
 
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, dünyayı kuşatan sosyal, siyasal, ekonomik, çevresel sorunların arka planında, ahlak ve medeniyet krizinin olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:"Maalesef modern dönemin hayat tasavvurunda, insanın manevi yönü ve varlığın, aşkın boyutu ihmal edilmiştir. Bunun sonucunda, ahlaki değerler zemininde meydana gelen savrulmalarla birlikte erdemlerin muhafazası daha da zorlaşmıştır. Bugün insanlık, bir yanda israf, bencillik ve tüketim çılgınlığı, diğer yanda açlık, yoksulluk ve sefalet ile tasvir edilebilecek ciddi sosyal problemlerin kıskacında sıkışmış durumdadır. Terör, göç, şiddet, salgın hastalık ve tüm dünyayı kuşatan adaletsizlikler, insanların kahir ekseriyetini çaresizlik ve umutsuzluk girdabında zor ve karamsar bir hayata mahkum etmektedir. Bu durum, sosyal ilişkiler bakımından küresel ölçekte ve psikolojik boyutta ciddi kırılmalara zemin hazırlamakta, maddi ve manevi bunalımlara neden olmaktadır."
 
İnsanlığın karşı karşıya kaldığı sorunların umutsuzluğa düşmeden ve azmi elden bırakmadan, sağlam inanç ve doğru bilgiden beslenen güçlü bir gayretle mücadele etmeyi gerektirdiğinin altını çizen Erbaş, "Bu noktada en büyük sorumluluğumuz, feraset ve dirayetle hareket etmek, İslam'ın ilim ve hikmet, adalet ve merhamet, barış ve muhabbet ikliminde gönül birliği yaparak, insanlığın felahı için çalışmaya devam etmektir. Her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğuna iman edenler için en yüce ideal, hayra çağıran ve marufu emreden bir ümmet olmanın bilinciyle refah, huzur ve güvenin egemen olduğu bir hayatın inşası yolunda çalışmaktır." diye konuştu.
 
Ali Erbaş, şiddetin maalesef hayatın her alanına sirayet eden küresel bir sorun haline geldiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
 
"İnsan onuruyla asla bağdaşmayan şiddet, bir davranış ve zihniyet bozukluğudur. Şiddeti meşru gören anlayış, inanış, töre ve geleneğin karşısında durarak şiddetin her çeşidiyle kararlılıkla mücadele etmek, en temel dini ve insani görevdir. Diyanet İşleri Başkanlığımız, toplumsal bağlarımızı çürüten şiddete karşı kapsamlı bir bilinç oluşturmak gayesiyle bütün imkanlarıyla mücadelesini sürdürmekte, sorumluluk sahibi herkesi bu konuda daha duyarlı olmaya davet etmektedir.""İhtikara tevessül etmek, İslam'ın üstün ahlak ilkeleriyle bağdaşmaz"
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İslam'ın, iyilik, isar, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma gibi erdemlerin toplumun tüm fertlerini kuşatacak bir anlayışla ikame edilmesini emrettiğini hatırlattı.
 
Erbaş, "Bencilce davranarak kişisel menfaat sağlamaya yönelik yaklaşımlarda bulunmak, elinde ürün olduğu halde daha çok kazanma hırsıyla piyasaya sürmemek yani ihtikara tevessül etmek, İslam'ın üstün ahlak ilkeleriyle bağdaşmayan ve yasakladığı bir davranıştır. İnsaniyet açısından da kabul edilemez bir durumdur." dedi.
 
Ailenin, erdemli ve huzurlu bir toplumun inşası için önemli olduğunu dile getiren Erbaş, "Aileyi olumsuz etkileyen, zayıflatan ve işlevsiz hale getiren anlayış ve yaklaşımlara karşı kolektif bir duruş sergilemek en temel görevimizdir. Bu bilinçle Başkanlığımız, aileye, bilhassa kadınlara, çocuklara ve gençlere yönelik hizmetlerini artırarak devam ettirecektir." mesajını verdi.
 
Diyanetin gençlere yönelik dini rehberlik ve manevi destek hizmetlerine önem verdiğini de aktaran Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Din istismarının, aynı zamanda bir güvenlik meselesine dönüştüğü, istismarcı yapıların öncelikli hedef kitle olarak gençliği belirlediği bir ortamda, sahih dini bilgi ve sağlam medeniyet kodları ekseninde gençlerimize rehberlik etmek hayati öneme sahiptir. Gençlerimizin, Başkanlığımız faaliyetlerine ilgisi, sosyal meselelere duyarlılığı, inanç ve değer ekseninde daha güzel bir istikbal arayışı memnuniyet vericidir. Bu bağlamda gençlerimizin hayata bakışlarını olumsuz etkileyen, maddi manevi gelişimlerine zarar veren akımlar, fikirler, yapılar ve alışkanlıklara karşı onların yanında olmak, insanlığın maruz kaldığı ahlaki çöküntü, fikri yozlaşma ve dini savrulmalar karşısında gençlerimizi inancın ve ibadetin iyileştirici, birleştirici ve bütünleştirici gücüyle buluşturmak bizim için önemli bir vazifedir."
 
Kur'an kurslarının Başkanlık için çok önemli olduğuna dikkati çeken Erbaş, "Ülkemizin dört köşesine yayılan Kur'an kurslarımızın temel amacı, insanımızı sahih dini bilgiyle donatmak, Kur'an'ın sarsılmaz doğruları çerçevesinde imanın ve güzel ahlakın, huzurlu ve anlamlı bir hayatın yollarını göstermektir." şeklinde konuştu.
 
Başkan Erbaş, bu bağlamda, Kur'an kurslarını her açıdan ideal düzeye getirmek için gereken çalışmalar yaptıklarını, nesilleri Kur'an'ın tilavetiyle birlikte anlam derinliği, rehberliği ve hidayetiyle buluşturmak için programlar yürüttüklerini anlattı.
 
"Fetva kavramı etrafında gelişigüzel tartışma ve paylaşımlar..."
Zaman zaman sosyal medyada, "fetva" kavramı etrafında gelişigüzel tartışma ve paylaşımlar gördüklerini bildiren Erbaş, "fetva"nın, bir Müslümanın hayatında karşılaştığı meselelerin dini hükmünü öğrenme amacıyla sorduğu soruya, konunun uzmanı kişiler tarafından verilen cevap olduğunu söyledi.
 
Din İşleri Yüksek Kurulunun, İslam dininin temel bilgi kaynaklarını ve metodolojisini, tarihi tecrübesi ile güncel talep ve ihtiyaçları dikkate alarak dini konularda karar verdiğini, görüş bildirdiğini ve soruları cevaplandırdığını aktaran Başkan Ali Erbaş, sözlerini şöyle tamamladı:
 
"Din İşleri Yüksek Kurulumuzun görüşü olarak gündeme gelen bazı konu ve metinlerin bağlamından kopartılarak ve çarpıtılarak tam bir algı operasyonu malzemesine dönüştürülmesi üzüntü vericidir. Dolayısıyla vatandaşlarımızın dini bilgi, görüş ve fetva gibi konularda doğrudan Başkanlığımızın eserlerini, iletişim kanallarını, sosyal medya hesaplarını kullanması veya müftülüklerimize müracaat etmesi büyük bir öneme sahiptir."
Yorumlar
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir.