Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, uluslararası toplumu ve vicdan sahibi herkesi, Filistin ve Kudüs konusunda daha duyarlı davranmaya ve etkin tavırlar ortaya koymaya davet ederek, "Tüm aktörlerin, işgali cesaretlendirici değil, aklıselim ile İsrail zulmünü sonlandırmayı teşvik edecek adımlar atması gerekmektedir." dedi.
Oktay, Ankara'da bir otelde düzenlenen "Kudüs Kırmızı Çizgimizdir" başlığıyla "Parlamenterler Arası Kudüs Platformu 4. Konferansı"nın gala yemeğinde konuştu.
Kudüs ve Filistin davası gibi, insanlığın ve İslam aleminin en temel meselelerinden birine destek vermek için düzenlenen konferanstan duyduğu mutluluğu dile getiren Oktay, "Filistin davasına gönül vererek, dünyaya 'İsrail'in gerçek sınırları neresi?' diye soran tek lider, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın hepinize en kalbi selamlarını iletiyorum." ifadesini kullandı.
Oktay, İslam'ın ilk kıblesi, Hz. Ömer'den, Selahattin Eyyübi'ye, Kudüs'e gönül veren tüm Müslümanlarla bütünleşen şehir Kudüs için bir arada olduklarını belirterek, şunları söyledi:
"Kudüs'ün kurtarılmayı bekleyen bir şehir olduğu kadar, bizleri de kurtuluşa davet ettiğine inanıyoruz. Bizler, Filistin davasını en güçlü şekilde savunuyor, 'Kurtuluş Kudüs'ten Başlar' diyoruz. Mescid-i Aksa'yı barındıran, Harem-i Şerif'e ev sahipliği yapan Kudüs, kadim bir şehirdir. Türk halkı için Kudüs, bir barış ve kardeşlik şehridir. Bu anlayış bize tarihimizin bıraktığı bir mirastır. Rahmetli Nuri Pakdil'in ifadeleriyle, 'Ne biz Kudüs'ten uzaklaşabiliriz ne Kudüs bizden!' Bu Konferansın temasında da vurgulandığı gibi 'Kudüs kırmızı çizgimizdir!' Üç semavi dinin kutsal mekanlarının bir arada yer aldığı, ilk kıblemiz Harem-i Şerif'i barındıran Peygamberler şehri Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsünün muhafazası, sadece Müslümanlık değil, bir insanlık vazifesidir."
"Kudüs üzerinde, İsrail'in tek yanlı planlarının yattığı bir sır değildir"
Yüzyıllar boyunca farklı din, dil ve etnik kökenden halkların barış içinde bir arada yaşadığı Kudüs şehrinin içinde bulunduğu zulüm ortadan kalkmadan ne Orta Doğu'da ne de ötesinde gerçek anlamda huzur ve istikrarın sağlanabileceğini vurgulayan Oktay, şöyle devam etti:
"Ortadoğu'daki sorunların merkezinde Filistin-İsrail ihtilafının, bunun özünde de Kudüs üzerinde İsrail'in tek yanlı planlarının yattığı bir sır değildir. Buna rağmen uluslararası toplum, İsrail'in Filistinliler üzerinde uyguladığı zulme ve Kudüs'te yaşanılan oldubittilere göz yummaktadır. Biz burada bunları konuşurken İsrail, tüm dünyanın gözü önünde Filistin topraklarında yasa dışı yerleşimlerin sayısını ara vermeksizin arttırmaya devam etmektedir. Filistinli kardeşlerimizin zorla evlerinden çıkarılması, topraklarına el konulması hatta zeytin ağaçlarının bile sökülmesi yüreklerimizi dağlamaktadır."
İşgal altında tutulan Filistin topraklarında kurulan her yeni Yahudi yerleşiminin, çözüm umutlarına darbe indirdiğini belirten Oktay, işgal Filistin topraklarında yayılırken, "Yine Geleceğiz" şiirini kaleme alan Hayfalı şair Abu Salma'nın dizelerini okudu. Şiirin kalplerde yeniden yankı bulduğunu dile getiren Fuat Oktay, "(Bir bülbül kulağıma fısıldadı. Yine geleceğiz. Gölgeleri arasında özlemin, bizim yerimiz de var, bu kesin. Yine geleceğiz, yine...) Böyle bir atmosferde, Filistin'de statükonun sürdürülemeyeceği aşikardır. Özellikle Kudüs'te gerek İsrail hükümetinin tek taraflı politikaları, gerek radikal Yahudi grupların provokasyonları, uyuma zarar vermektedir." diye konuştu.
Yüzlerce masum Filistinlinin geçen Ramazan ayında Kudüs ve Harem-i Şerif'te şehit olmasına sebep olan trajedinin acısının halen kalplerinde olduğunu aktaran Fuat Oktay, bu çatışmalarda hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah'tan rahmet, tüm Filistin halkına başsağlığı diledi.
"İşgal, zulüm ve adaletsizlik, daha fazla Filistin'in kaderi olamaz"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti'nin vücut bulmasının, bölgede kalıcı barışın ön şartı olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"İşgal, zulüm ve adaletsizlik, daha fazla Filistin'in kaderi olamaz. Kudüs'ün, bir çatışma alanı olmaktan çıkarılarak, zengin tarihi geçmişine yakışacak şekilde örnek alınacak bir barış merkezine dönüşmesinin zamanı çoktan gelmiştir. Buradan bir kez daha uluslararası toplumu ve vicdan sahibi herkesi Filistin ve Kudüs konusunda daha duyarlı davranmaya ve etkin tavırlar ortaya koymaya davet ediyorum. Tüm aktörlerin, işgali cesaretlendirici değil, aklıselim ile İsrail zulmünü sonlandırmayı teşvik edecek adımlar atması gerekmektedir. Burada bir kez daha altını çizmek isterim. Uygulanması mümkün olmayan, Filistinlilerin haklarını göz ardı edecek hiçbir plan, vicdanlarda kabul görmeyecektir. Filistin Devleti'nin daha fazla ülke tarafından tanınması için daha çok mücadele etmeliyiz. Filistin'i sadece yardımlarla değil, iş birlikleri ve tanınırlığını artırma gibi çalışmalar ile ayağa kaldırabiliriz. Kudüs'ün kutsallığı ve mahremiyetinin savunulması, Filistin davasının bir çözüme kavuşturulması, İslam Dünyası'nın ortak amacı olmalıdır."
"Zulmü tüm dünyaya yüksek sesle haykırmaya devam edeceğiz"
Oktay, geçtiğimiz günlerde İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin 37'nci Toplantısında da vurguladığı gibi, Filistin konusunda İslam Dünyası'nın tek ses olmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç bulunduğunu yineledi.
Fuat Oktay, "Türkiye olarak Cumhurbaşkanımız liderliğinde daha pek çok platformda Filistin'in maruz kaldığı zulmü tüm dünyaya yüksek sesle haykırmaya devam edeceğiz. Gayretlerimiz, yardım kesme tehditleriyle boyun eğdirilmeye çalışılan Filistin halkının yalnız olmadığını ve asla yalnız bırakılmayacağını herkese göstermek yönündedir. Kudüs 13 asırdır bir Müslüman şehridir ve inşallah daha asırlar boyu öyle de kalacaktır." dedi.
Türkiye'nin, Orta Doğu'nun yeniden barış ve huzura kavuşturulması konusundaki sorumluluğunun bilinciyle, bu yönde elinden gelen tüm katkıyı göstereceğini vurgulayan Oktay, şunları kaydetti:
"Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da var gücümüzle mazlum Filistin halkının yanında olacak, toprakları işgal edilmiş, şiddete ve yıkıma maruz bırakılan kardeşlerimiz için tüm imkanlarımızla seferber olmaya devam edeceğiz. Yine merhum Pakdil'in ifadeleriyle, 'Yüreğimizin yarısı Mekke'dir, geri kalanı Medine'dir; Üstünde ise bir tül gibi Kudüs vardır'. Bu duygularla, Parlamenterler Kudüs Platformu'na yürüttüğü çalışmalarda Allah'tan muvaffakiyetler diliyorum. 73 ülkeden 1500'ün üzerinde parlamenterin içinde yer aldığı ve birlikte mücadele ettiği bir platform olarak, Kudüs ve Harem-i Şerif'e daha güçlü şekilde sahip çıkılmasını bekliyoruz. Kudüs'ün, en kısa zamanda, özgür Filistin'in hür başkenti olarak, tüm kesimlerin haklarının güvence altına alındığı bir barış şehri haline gelmesi temennisiyle sizleri bir kez daha saygı ve muhabbetle selamlıyorum."