Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay Mali disiplin kararlılığı Türkiye ekonomisinin en güçlü çıpası olmaya devam edecektir

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, mali disiplin kararlılığının dün nasılsa bugün de aynı şekilde devam ettiğine dikkati çekerek, "Böylece kamu maliyesi, Türkiye ekonomisinin en güçlü çıpası olmaya devam edecektir." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay Mali disiplin kararlılığı Türkiye ekonomisinin en güçlü çıpası olmaya devam edecektir
15350

Oktay, TBMM Genel Kurulu'nda görüşmelerine başlanan 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin sunuş konuşmasını yaptı.
 
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 26 Ekim'de başlayan bütçe görüşmelerinin, 26 Kasım'da tamamlandığını, 234 saat süren 21 birleşim sonunda bütçenin nihai şeklini aldığını dile getiren Oktay, 38 gün boyunca harcadıkları yoğun mesai ve katkıları için emeği geçenlere teşekkür etti.
 
Milli iradenin tecelligahı TBMM'de, milletin önünde hesap verme mecrası olarak gördükleri bütçe görüşmelerinin, bu yıl da en hayırlı şekilde tamamlanmasını temenni eden Oktay, 2022 yılı bütçesinin, AK Parti hükümetlerinin 20'nci, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişin ardından hazırlanan 4'üncü bütçe olduğunu anımsattı. Oktay, bütçelerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ülkenin bugüne kadar elde ettiği tüm kazanımlar için etkili birer araç olarak kullanıldığına dikkati çekti.
 
Bütçe disiplini ilkesi çerçevesinde oluşan mali alanın, topyekun kalkınmaya yönelik sanayi, ulaştırma, eğitim ve sağlık yatırımlarının yanı sıra sosyal hizmet harcamalarını da kapsayan beşeri ve sosyal gelişime yönelik alanlara yönlendirildiğini kaydeden Oktay, dünyada 5 milyondan fazla insanın hayatına mal olan Kovid-19 salgınının etkileriyle mücadelelerinin, bundan önceki 19 bütçeleri temelinde yükselen sağlam altyapıyla sürdüğünü ifade etti.
 
Oktay, bir sağlık krizi olduğu kadar etkileri itibarıyla küresel ekonomik krize de dönüşen Kovid-19'un oluşturduğu tahribatın, ekonomi, ticaret ve turizm başta olmak üzere pek çok alanda etkisini sürdürdüğüne dikkati çekerek, "Küresel ticaret, istihdam ve sermaye dolaşımı rakamları verileri daralmaya devam ederken bizim söylediğimiz bir şey vardı; 'Türkiye olarak salgın sonrası dönemde üretimde, inovasyonda, yatırımda nerede kalmıştık demeyeceğiz'. Bu küresel krizi fırsata çevirerek; salgın atmosferinden, 'üreterek, büyüyerek, toplumun her kesimini destekleyerek çıkacağız' dedik ve öyle de oldu." diye konuştu.
 
"Dijital Türkiye'nin yenilikçi ve çevreci bütçesi"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2021 yılı bütçesini de bu yönde gerekli araçları kamuya sağlayacak yapıda hazırladıklarını, yıl boyunca tüm kurumların kaynaklarını en etkin ve verimli şekilde kullandıklarını belirterek, bu sürece en güçlü siyasi desteği, Cumhur İttifakı olarak AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik Partisinin birlikte verdiğini vurguladı.
 
Büyüme oranlarından ihracatta kırılan rekorlara, sanayi üretimindeki artıştan iş gücüne katılıma kadar pek çok göstergenin, Kovid-19 salgınına rağmen Türkiye'nin yoluna güçlenerek devam ettiğini ortaya koyduğunu dile getiren Oktay, yeni yatırımlara bugün de hız kesmeden devam ettiklerini kaydetti. Fuat Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"2022 bütçe teklifini her türlü küresel etki, yaptırım ve manipülasyon girişimine rağmen 'güçlenen-kalkınan-büyüyen Türkiye' vizyonuyla hazırladık. 2022 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi, doğrudan milletimizin beklentileri esas alınarak hazırlanmıştır ve kaynak tahsis edilen kamu hizmetleri ile harcama önceliklerini net şekilde göstermektedir. Performans Esaslı Program Bütçe özelliklerine sahip teklif, kamu hizmetleri performansının kolayca ölçülmesine, izlenmesine ve tüm kamuoyuyla şeffaf şekilde paylaşılmasına imkan tanımaktadır. 'Bölgesel Kalkınma', 'İstihdam', 'Ticaretin Geliştirilmesi', 'Gençlik', 'İnsan Hakları', 'Uzay ve Havacılık' gibi 67 stratejik programdan oluşan bütçe teklifimiz, daha müreffeh bir Türkiye hedefimizin dayanağını oluşturmaktadır. Ülkemizin gerçeklerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak güncellediğimiz tam bağımsız ekonomi rotamız ile de örtüşmektedir. Bu doğrultuda 2022 bütçesi; yatırım, üretim, istihdam ve büyüme odaklı bir yapıda; Yeşil Kalkınma Devrimi ile Milli Teknoloji Hamlemizi güçlendirecek bir çerçevededir."
 
Oktay, 2022 bütçesinin aynı zamanda Dijital Türkiye'nin yenilikçi ve çevreci bütçesi olduğunu ifade ederek, ülkenin huzurunu, milletin birliğini, beraberliğini ve devletin uluslararası itibarını da tavizsiz şekilde korumayı sürdüreceklerini vurguladı. Fuat Oktay, sağlıktan eğitime, tarımdan ulaştırmaya, sanayiden ekonomiye ve sosyal yardımlara kadar her alanda en isabetli politikaları, bütçe temelinde birer birer uygulamaya geçirmeye devam edeceklerini anlattı.
 
"(Bütçemizi) ihtiyatlı bir yaklaşımla hazırladık"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, sunumunda küresel ekonomik gelişmelere değinerek, 2020 yılında başlayan küresel Kovid-19 salgınının olumsuz etkilerinin, 2021 sonu itibarıyla büyük ölçüde bertaraf edilmiş olsa da dünya ekonomisinin, gelecek yıla göz ardı edilemeyecek belirsizliklerle girdiğine işaret etti.
 
Dünya genelinde görülen virüs varyantlarının, kalıcı küresel toparlanma önünde ciddi bir engel olarak varlığını koruduğuna ve salgınla devamlı mücadeleyi zorunluluk haline getirdiğine dikkati çeken Oktay, bütçeyi, bu risklerin ve belirsizliklerin halen devam ettiği bir ortamda ihtiyatlı bir yaklaşımla hazırladıklarını kaydetti.
 
Dünya Bankası Haziran ayı Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu'na göre gelişmiş ekonomilerin 2021 yılında yüzde 5,4; 2022 yılında ise yüzde 4 büyümeleri öngörüldüğünü aktaran Oktay, gelişmekte olan ekonomilerin 2021 yılında yüzde 6 ve 2022 yılında yüzde 4,7 büyümesi beklendiğini anlattı. Oktay, 2021 yılı ikinci çeyreğinde küresel ekonomilerde bir önceki yıla kıyasla iyileşme yaşanmasıyla iş gücü piyasaları da kısmen toparlandığını, ancak 2021'de istihdamdaki artış eğilimine rağmen işsizlik oranlarının hala salgın öncesindeki ortalamaların üzerinde seyrettiğini söyledi.
 
Oktay, "Günümüzde emtia ve enerji fiyat artışları ile çip üretimi başta olmak üzere tedarik zincirlerinde küresel çapta yaşanan sıkıntılar otomotiv ve elektronik sektörü gibi dayanıklı mal tüketiminde arz sorunlarını beslemekte ve enflasyon risklerini artırmaktadır. Küresel sermaye piyasalarında meydana gelebilecek oynaklıklar, kur dalgalanmaları, yüksek küresel enflasyon ve yeni virüs varyantları da dünya ekonomisi açısından belirli düzeyde riskleri barındırmaktadır." bilgisini paylaştı.
 
Dönüşen küresel tedarik zinciri şartları ile ülkemizin coğrafi konum avantajı ve esnek üretim olanaklarının, Türkiye'ye küresel ekonominin yeni üretim merkezlerinden biri haline gelmesi için önemli bir fırsat sunduğunu önceden gördüklerini ifade eden Oktay, bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirdiklerini, şimdi de bunun sonuçlarını aldıklarını aktardı. Oktay, Türkiye'nin güçlenen makro politikaları ile üretim ekonomisine dönük çabalarının bu fırsatın değerlendirilmesine katkı sağladığına dikkati çekti.
 
Türkiye ekonomisinin 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydederek, Kovid-19 salgınından en az hasarla çıkabildiğini ve G20 ülkeleri arasında Çin ile birlikte büyüme kaydetmeyi başaran iki ülkeden biri olduğunu anlatan Oktay, Türkiye ekonomisinin 2021 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 7,4 büyümeyi başardığını, böylece yılın ilk dokuz ayında yüzde 11,7 oranında büyüyerek oldukça güçlü bir görünüm sergilediğini ifade etti.
 
Oktay, bu dönemde ihracatın sürüklediği dış talep ve sanayi üretiminde yaşanan güçlü artışın büyümeye belirgin şekilde katkı verdiğini dile getirerek, "Halihazırda ekonomik aktivitedeki dinamik ve canlı gidişat ile artan ihracat desteğiyle, yılın son çeyreğinde de yüksek bir büyüme performansı öngörülmektedir. 2021 yılının tamamında yüzde 10'u aşabilecek düzeyde bir büyüme oranı kaydetmeyi bekliyoruz. Başta bütçe olmak üzere tüm politika araçlarımızla işçi, memur, esnaf, çiftçi ve emeklilerimiz dahil olmak üzere tüm kesimlere bu büyüme refah olarak yansıyacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
 
"Eylül itibarıyla ilk defa istihdamımız 29 milyonu aşmıştır"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, salgının iş gücü piyasası üzerinde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de önemli olumsuz etkileri olduğunu belirterek, bu etkilerin azaltılması amacıyla pek çok tedbirin uygulamaya geçirildiğini anlattı.
 
Bu tedbirlerin ve toparlanma sürecinin etkisiyle salgının başta hizmetler sektörü olmak üzere istihdamda ve iş gücüne katılımda meydana getirdiği kayıpların telafi edildiğini kaydeden Oktay, şöyle devam etti:
 
"2021 yılı eylül ayı itibarıyla toplam istihdam düzeyi salgının hemen öncesindeki 2020 şubat ayına göre mevsim etkilerinden arındırılmış verilerle yaklaşık 1,7 milyon kişi daha fazladır. Tarım, sanayi, inşaat ve hizmetler sektörlerinin tümünde istihdam, salgın öncesindeki düzeyinin üzerindedir. Eylül ayı itibarıyla ilk defa istihdamımız 29 milyonu, iş gücümüz 33 milyonu aşmıştır. 2021 yılında gözlenen iktisadi faaliyetteki hızlı toparlanmayı takiben 2022 yılında hedeflenen yüzde 5'lik güçlü büyümenin iş gücü piyasalarına olumlu yansımalarının olmasını, iş gücüne katılım ve istihdam oranlarında önemli iyileşmelerin kaydedilmesini öngörmekteyiz. İktisadi faaliyetteki toparlanmaya ek olarak istihdam teşviklerinin etkili bir şekilde uygulanması sürdürülecektir."
 
Oktay, dijitalleşme ve yeşil dönüşüme uyumun hızlandırılması, kadınlar, gençler ve engelliler gibi özel politika gerektiren grupların iş gücü piyasasına girişleri ve kalıcılıkları, beşeri sermayenin güçlendirilmesi, aktif iş gücü programları, iş sağlığı ve güvenliği, girişimciliğin geliştirilmesi alanlarında yapısal adımlar atılacağını bildirerek, bu çerçevede Orta Vadeli Program tahminlerine dayalı olarak 2022 yılında istihdamın, 2021 yılına göre 1 milyon 277 bin kişi artmasının, işsizlik oranının ise yüzde 12'ye gerilemesinin beklendiğini dile getirdi.
 
2021'in, ihracatçıların salgının dönüştürücü etkilerine hızlı adapte olmaları sayesinde ihracat performansı bakımından büyük başarıların yakalandığı bir yıl olduğuna dikkati çeken Oktay, 21,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen 2021 yılı Kasım ayı ihracatıyla en yüksek aylık ihracat değerine ulaşıldığını söyledi. Oktay, Kasım sonu itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatın 221 milyar dolar gerçekleşerek Cumhuriyet tarihi rekoru kırıldığını kaydederek, "2021 Ocak-Kasım dönemi ihracatın ithalatı karşılama oranı, geçen seneye kıyasla 6,8 puan artışla yüzde 83,8'e yükselmiştir. Hızla artan küresel enerji fiyatları nedeniyle enerji ithalatımızdaki yüzde 65,9'luk artışa rağmen bu başarının yakalanmış olması önem arz etmektedir. Enerji hariç olarak bakıldığında Ocak-Kasım döneminde ise bu oranın yüzde 98,3 seviyesine çıktığı görülmektedir." sözlerini sarf etti.
 
"Ülkemiz, düşük kamu borcuna ve hanehalkı borçluluğuna sahip"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, her ne kadar salgın, turizm gelirlerini etkilemiş ve son dönemde enerji fiyatları yükseliyor olsa da bu dönemde yaşanan yüksek büyüme oranlarının cari açıktaki iyileşmeyle sağlanmasının oldukça kıymetli olduğunu vurguladı.
 
Küresel salgının etkisiyle 2020 yılında 10 milyar dolar seviyelerine düşen seyahat gelirlerinin, 2021 yılında toparlandığını ve eylül ayı itibarıyla yıllıklandırılmış olarak 17 milyar dolarlık OVP hedefinin üzerine çıktığını belirten Oktay, bu rakamın, yılsonunda 20 milyar doların üzerine çıkmasını, turizm gelirlerinde 24 milyar dolara ulaşmayı beklediklerini bildirdi. Oktay, "Önümüzdeki yıl için de seyahat gelirlerindeki artışın devam etmesini ve bu kanaldan cari işlemler dengesine olumlu katkının sürmesini hedeflemekteyiz." diye konuştu.
 
Fuat Oktay, Türkiye'nin, yüksek büyüme, ihracatta artış ve cari dengenin iyileşmesi ile istihdam piyasasında salgın döneminin başarıyla atlatılmasına ek olarak diğer birçok gösterge açısından da bu dönemde oldukça iyi bir konumda olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin, benzer ülkelere göre düşük kamu borcuna ve hanehalkı borçluluğuna sahip olduğuna dikkati çekti.
 
AB tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranının 2021 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 38,4'e gerilediğini belirten Oktay, "AB ülkelerinde bu oranın ortalaması yüzde 90'ın üzerindedir. Bu oran yılsonu itibarıyla, kur riskine bağlı olarak bir miktar daha yukarıda gerçekleşse bile AB ülke ortalamalarının çok çok altında olmaya devam edecektir." dedi.
 
Oktay, 2020 yılında dünyada bütçe açığının milli gelire oranı ortalama olarak yüzde 10'un üzerindeyken, Türkiye'de bu oranın yüzde 3,5 gibi oldukça düşük bir seviyede gerçekleştiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
 
"Bu durum ülkemizin mali disiplindeki başarısını tesciller niteliktedir. Mali disiplin kararlılığımız dün nasılsa bugün de aynı şekilde devam etmektedir. Böylece kamu maliyesi Türkiye ekonomisinin en güçlü çıpası olmaya devam edecektir. Salgın koşullarının belirsizliğinin yaşandığı 2021 yılında da bir yandan vatandaşımıza, esnafımıza, reel sektörümüze ve ihtiyaç duyulan tüm alanlara yönelik desteklerimizi sürdürürken diğer yandan bütçe açığımızı yüzde 3,5'in altında tutarak kamu maliyesi göstergelerinin sürdürülebilirliğine önem veriyoruz."
 
Bankacılık sektörünün de oldukça sağlıklı bir duruş sergilediğini anlatan Oktay, öte yandan Merkez Bankasının rezervlerinin son dönemde 35 milyar doların üzerinde bir artışla 126 milyar doları aştığını anımsattı.
 
Oktay, bir ekonomiyi değerlendirirken sadece bazı göstergeleri göz önünde bulundurup geri kalanını göz ardı etmenin doğru bir yaklaşım olmadığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Kurlarda son dönemde yaşanan hareketlenmeyi sadece politika faizi çerçevesine bağlamak son derece yanlıştır ve Türkiye'nin büyüme, ihracat, cari denge ve mali disiplinde sahip olduğu başarıyı yok sayma anlamına gelmektedir. Salgının getirdiği olağanüstü koşullarla birlikte sadece Türkiye'de değil, diğer pek çok ülkede de yine politika faizinin enflasyonun altında yer aldığı bir dönemden geçmekteyiz. ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Güney Kore, Brezilya, Endonezya, Malezya, Hindistan, Macaristan, Polonya ve Rusya gibi birçok ekonomide negatif reel politika faizi uygulanmaktadır. Ayrıca politika faizinin yüksek olduğu dönemlerde de kurlarda hareketlenmeler görülebilmektedir. Son dönemde yaşanan gelişmeleri; doların dünyada güçleniyor olması, para birimimize karşı yapılan spekülatif ve manipülatif hareketler, ülkemizin döviz talebini artıran etmenler çerçevesinde ele almak gerekmektedir."
 
Avro/dolar paritesinin geçen günlerde 1,12 seviyelerine kadar gerilediğini anımsatan Oktay, "Küresel etkilerle ülkemizde artan ekonomik kırılganlıkların bilincindeyiz; bunun üstesinden gelecek olan da yine bizleriz. Birçok göstergede son derece iyi seviyeleri yakaladığımız, en yüksek büyüme ve ihracat artışlarını gerçekleştirdiğimiz bu dönemde para birimimiz, manipülatif ataklara maruz kalmaktadır." diye konuştu.
 
Oktay, son günlerdeki kur hareketlerinin, ekonominin gerçeklerine uygun olmadığının altını çizerek, "Bu manipülasyon girişimlerinin bize olduğu kadar, bunu yönlendirenlere de giderek artan bir maliyeti vardır ve bu sınama, ekonomi üzerinden ülkemize sözde diz çöktürmek isteyenler için de sürdürülebilir değildir. Biz yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı önceliklendiren bakış açımızla ülkemizin döviz ihtiyacını en aza indirecek ve bu saldırılara karşı çok daha dayanıklı bir ekonomik yapıyı hızlı bir şekilde tesis edeceğiz." ifadesini kullandı.
 
Bu doğrultuda Türkiye'nin ara malı ithalatı ve enerji harcamalarını azaltan, üretim ve ihracatı destekleyen projeleri birer birer hayata geçirdiklerini anlatan Oktay, böylece ara malı ihtiyacı yerli üretimle giderilerek ülkenin önemli ithalat kalemlerinin yerli üretiminin sağlanacağını, bu alanların yeni ihracat kalemleri olarak ekonomiye katma değer sağlayacağını söyledi.
 
"Mali disiplin ve büyüme hedeflerinden vazgeçmeyerek..."
Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının artması, daha fazla üretilmesi ve daha verimli bir biçimde kullanılması yönünde yatırımları hızlı şekilde artırdıklarını bildiren Oktay, bu gibi yatırımların hayata geçebilmesi ve daha fazla üreten bir Türkiye için faizlerin yatırım ortamını destekleyici olmasının önem arz ettiğini belirtti.
 
Oktay, daha çok üreten, daha çok istihdam sağlayan, oluşan katma değerden tüm milletin yararlandığı tam bağımsız bir ekonomik yapıyı oturtmayı amaçladıklarını dile getirerek, AK Parti'nin Türkiye'ye sağladığı istikrarı, refahı ve kalkınmayı sürdürülebilir kılacaklarını kaydetti.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Artık ekonomide de dünya 5'ten büyüktür" sözüne işaret eden Oktay, "Türkiye'de nasıl vesayetleri geride bırakarak daha demokratik bir yapıyı hakim kıldıysak, nasıl güçlü bir kalkınma altyapısı oluşturduysak aynı şekilde üretime ve istihdama dayalı topyekun bağımsız bir ekonomiyi de ülkemize kazandıracağız." değerlendirmesinde bulundu.
 
Döviz kurlarındaki yükselişin, bazı bütçe giderlerinde artışa neden olurken aynı zamanda bütçe gelirlerini de olumlu yönde etkilediğine dikkati çeken Oktay, toplam bütçe dengesine bakıldığında bu etkinin sınırlı ve yönetilebilir düzeyde olduğunu vurguladı.
 
Oktay, "Bütün bu gelişmelere rağmen ekonomik büyümede sağladığımız başarı ve mali disiplindeki kararlı duruşumuz sayesinde 2021 yılı bütçemizde yüzde 4,3'lük bir bütçe açığı öngörmüşken, Orta Vadeli Plan'da yüzde 3,5 olarak revize ettiğimiz bu yılı, bu oranın altında bir bütçe açığıyla kapatacağız. Önümüzdeki dönemde de mali disiplin ve büyüme hedeflerinden vazgeçmeyerek olası riskleri etkin ve dinamik bir şekilde yöneteceğiz." bilgisini paylaştı.
 
"Enflasyon ve hayat pahalılığını tüm yönleriyle ele alıyoruz"
Fiyatlar genel düzeyindeki artışlara işaret eden Oktay, "Tüm dünyada artan emtia, enerji ve navlun fiyatları ile birlikte küresel olarak enflasyon olgusunun oluştuğu bir dönemden geçiyoruz. Enflasyon ve hayat pahalılığını tüm yönleriyle ele alıyor ve vatandaşlarımızın fiyat artışlarından en az etkilenmesi için politika tedbirlerimizi oluşturuyor ve uyguluyoruz." sözlerini sarf etti.
 
Diğer ülkelerle kıyaslandığında, küresel enerji fiyatlarındaki yüksek artışı en az şekilde vatandaşa yansıttıklarını belirten Oktay, hem yurt içinde hem de yurt dışında üretim alanlarının genişletilmesiyle çıktı artışını sağlayacaklarını ve fiyatların daha sağlıklı zeminde oluşmasına katkı vereceklerini bildirdi.
 
Fuat Oktay, enflasyonun yükselmesi konusunda alınan tedbirler, haksız ve fahiş fiyat artışlarının etkin bir şekilde denetlenmesi ve gerekirse kamu kaynaklarından feragat edilmesi yoluyla enflasyonun vatandaşlara en az şekilde yansıtılması konusunda büyük çaba harcadıklarını anlattı. Oktay, "Bu duruşumuzu sürdürmeye kararlıyız ve vatandaşlarımızı enflasyonun etkilerine karşı korumaya devam edeceğiz. İşçimiz, memurumuz, asgari ücretlimiz, sağlık personelimiz, öğretmenimiz, güvenlik güçlerimiz, esnafımız ve çiftçimiz dahil milletimizi enflasyon karşısında ezdirmeyecek ve enflasyonda kalıcı düşüşü temin edecek tüm politika tedbirlerini kararlılıkla uygulayacağız." diye konuştu.
 
"Sanayi üretiminde atılım dönemindeyiz"
"Güçlü ve büyük Türkiye" yol haritalarının olduğunu vurgulayan Oktay, tüm bunların, 84 milyon vatandaşın ihtiyaç ve beklentisini gözeten, gelecek hayallerine yer veren, kapsayıcı ve vizyoner politikaların yansıması olduğunu söyledi.
 
Oktay, üretim, teknoloji, ticaret, eğitim, sağlık ve tarım gibi alanlara özellikle eğildiklerini, sanayi üretiminde atılım döneminde olduklarını belirtti.
 
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nı genişlettiklerini dile getiren Oktay, makine sektörü çağrısı kapsamında 20 projeye 2 milyar liralık destek kararı aldıklarını, bu kapsamda Servo motorlar, CNC tezgahlar gibi ithal edilen birçok ürünün artık yerli ve milli imkanlarla üretildiğini anımsattı.
 
Türkiye'nin Otomobili Projesi'nin yoluna emin adımlarla devam ettiğini kaydeden Oktay, "Bugüne kadar 2,5 milyar liralık yatırım tamamlandı, yıl sonunda bu tutarın 3,5 milyar lirayı bulması bekleniyor." açıklamasında bulundu.
 
Kayseri'de yapımına devam edilen Lityum İyon Pil Üretim Tesisi'nde makine sistemleri kurulumunun Ocak 2022'de tamamlanması, Nisan 2022'de ise seri üretime geçilmesinin planlandığını aktaran Oktay, küresel çip, magnezyum ve lityum tedarik krizi düşünüldüğünde, bu tür yerli teknolojiye dayalı yatırımların önemine dikkati çekti.
 
"Marka başvurularında 2011'den bu yana her yıl Avrupa birincisi"
Küresel İnovasyon Endeksi'nde bu yıl 10 basamak birden yükselerek 41. sıraya ulaşıldığını anımsatan Oktay, son 19 yılda yerli patent başvuru sayısının 20, yerli patent tescil sayısının ise 30 kat artış gösterdiğini bildirdi.
 
Oktay, marka başvurularında 2011'den bu yana her yıl Avrupa birincisi olunduğunu ifade ederek, "Yerli sınai mülkiyet başvurularında İngiltere, Rusya ve Hollanda gibi ülkeleri geride bırakarak 10'uncu sıraya yükseldik. Ankara ve Bursa'dan sonra İzmir, Kayseri, Konya, Gaziantep, Mersin ve Adana'daki model fabrikaları faaliyete geçirdik. KOSGEB aracılığıyla 61 bini aşkın işletmeye yılbaşından bu yana 1 milyar 740 milyon lira kaynak aktardık. Yeşil Mutabakat'a uyum kapsamında öncelikli AR-GE ve yenilik konularına ilişkin 90 projeye TÜBİTAK vasıtasıyla destek sağladık. Yeşil OSB Ulusal Çerçevesi taslağını hazırladık, dönüşüm için gerekli altyapıların inşasında kullanılmak üzere Dünya Bankasından yaklaşık 300 milyon dolar tutarında kaynak temin ettik." bilgisini paylaştı.
 
Yapay zeka alanında da Türkiye olarak iddialı olduklarını belirten Oktay, "Yol haritamız Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'ni ağustosta yayımladık ve bu yönde yapay zeka ekosistemimizi güçlendirmeyi sürdürüyoruz." dedi.
 
Türkiye'nin uzaydaki 10 yıllık vizyon, strateji, hedef ve projelerinin yer aldığı Milli Uzay Programı'nı uygulamaya geçirdiklerini hatırlatan Oktay, Türkiye'nin Uluslararası Uzay Federasyonuna üyeliğinin 25 Ekim'de tescil edildiğini, TÜRKSAT 5A uydusunun, bu yıl içinde başarılı bir şekilde uzaya fırlatıldığını anlattı.
 
"Güçlü üretim ve lojistik merkezi alternatifi oluşturmada ilerliyoruz"
Türk Silahlı Kuvvetleri ile tüm güvenlik birimlerinin ihtiyaçlarını yüzde 80'e varan oranda yerli ve milli imkanlarla karşılandığına dikkati çeken Oktay, "2021 yılı Ocak-Kasım döneminde yapılan savunma ve havacılık sanayisi ihracatı kilogram başına 48,6 dolar olarak gerçekleşmiştir. Son 10 yıl içinde 170 ayrı ülkeye 228 farklı savunma sanayisi ürünü ihraç edilmiştir. Yıl sonu itibarıyla 3 milyar doları geride bırakacağımız savunma sanayisi ihracatımızı, 2022 yılı ve sonrasında çok daha ilerilere taşımayı hedefliyoruz. Artan sanayi üretim ivmesiyle, global tek merkezli üretim ağına, güçlü bir üretim ve lojistik merkezi alternatifi oluşturma yolunda hızla ilerliyoruz." ifadesine yer verdi.
 
Ulaştırma ve altyapının, hükümetin en başarılı hizmet alanlarından birisi olduğunu belirten Oktay, "Sürekli artan bölünmüş yol ağımız ve otoyol uzunluğumuz, şehirleri birbirine bağlayan köprüler, viyadükler; Demir İpekyolu Türkiye hattımız, 127 ülkeye ulaşan hava ağımız ve büyük tonajlı gemilerin yeni adresi olan limanlarımız sayesinde güvenilir bir üretim güzergahına dönüşmüş durumdayız. Ulaştırma, lojistik ve haberleşme yatırımlarımıza ağırlık vermeye devam edeceğiz." diye konuştu.
 
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, kalkınmanın temel unsuru olan enerji konusunda da 19 yılda Cumhuriyet tarihinde tüm yapılanları katbekat aşan başarılar yakaladıklarını dile getirerek, Türkiye'nin bugün sahip olduğu yenilenebilir enerji kurulu gücüyle Avrupa'da 5, dünyada 12. sırada yer aldığını hatırlattı.
 
Sadece 2020 yılında devreye alınan yenilenebilir enerji kurulu gücünün, 24 Avrupa ülkesinin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünden fazla olduğunu söyleyen Oktay, "Akkuyu Nükleer Güç Santralinin tüm ünitelerinde yapım çalışmalarını sürdürüyoruz. Enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasını sağlamak üzere hidrokarbon aramaları iki sismik araştırma ve üç derin deniz sondaj gemimiz ile aralıksız devam etmektedir. Fatih, Yavuz ve Kanuni sondaj gemilerimizin ardından dünyada sadece 5 adet olan yedinci nesil 4. sondaj gemimizi de filomuza ekledik. Yerli ve milli enerji yatırımlarımızla Türkiye'ye güç katmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
 
"Turizm yelpazesini genişlettik"
Türkiye'nin turizm yelpazesini genişlettiklerine işaret eden Oktay, şöyle devam etti:
 
"Dünyadaki emsalleriyle yarışacak şekilde inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Yerleşkesini, Ankara'da hizmete açtık. Salgın koşullarına rağmen Atatürk Kültür Merkezi binasının yapımını 2,5 yıl gibi kısa bir sürede tamamladık ve sembol bir kültür sanat eseri olarak İstanbul'a kazandırdık. Mimarisiyle tarihi Beyoğlu'na uyumu yanında mühendislik yöntemiyle de ülkemizde ve dünyada sayılı projeler arasında yer alan Taksim Camisi'ni tüm engellemelere rağmen tamamlayarak hizmete açtık. Fethin yadigarı Ayasofya'yı 86 yıl sonra ibadete açtık ve Ayasofya'nın yeniden dirilişine vesile olduk. Türkiye, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne kayıtlı kültürel değerlerde dünyada ilk 5 ülke arasında. Kültür, sanat ve turizm potansiyelimizi değere dönüştürmeye ve vatandaşlarımıza en iyi şekilde sunmaya devam edeceğiz."
 
"Norveç'le birlikte dünya lideri olarak literatüre geçtik"
Sağlıkta gerçekleşen büyük dönüşümle vatandaşları hastane kapılarında eziyet çekmekten kurtardıklarını, herkese insanca hizmet ulaştırdıklarını anlatan Oktay, birçok alanda yaptıkları büyük sağlık yatırımlarına dikkati çekti.
 
Oktay, Türkiye'nin, Kovid-19 ile mücadele alanında örnek alınan bir ülke konumunda olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen kronik hastalık yönetimi politikalarının hayata geçirilmesinde Norveç'le birlikte dünya lideri olarak literatüre geçtiklerini belirtti.
 
Kovid-19 ile mücadele kapsamında önemli tedbirleri uygulamaya koyduklarını aktaran Oktay, salgından etkilenen işletmelere ciro kaybı, kira ve nakdi destek, vergi ve sosyal güvenlik prim ödemelerinde ertelemeler, KDV ve kira stopajlarında indirimler gibi birçok önemli destek sağlandığını anımsattı.
 
Salgın nedeniyle temerrüde düşen firmaların siciline mücbir sebep açıklaması imkanı getirilerek, ticari faaliyetlerine devam edebilmeleri için gerekli adımlar atıldığını belirten Oktay, şunları dile getirdi:
 
"İlaç, Tıbbi Malzeme ve Sağlık Personeli ödemeleri için 27,3 milyar lira, kısa çalışma ve ücretsiz izin uygulamalarından yararlanan kişiler için SGK’nın prim desteği için 29,2 milyar lira, Kovid-19'a özgü ek sübvansiyonlu krediler için 1,7 milyar lira, esnafa yapılan nakdi, ciro kaybı ve kira desteği hibeleri için 9 milyar lira, emekli maaşlarının iyileştirilmesi için 900 milyon lira, ihtiyaç sahibi ailelere merkezi yönetim bütçesinden yapılan nakdi yardımlar için 4,4 milyar lira, ertelenen vergi ve SGK primlerinin finansman maliyeti için 4 milyar lira, vazgeçilen gelir 43,8 milyar lira olmak üzere toplam 120,6 milyar lira merkezi yönetim bütçesinden destek sağladık. İşsizlik Sigortası Fonu ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan yapılan ödemelerin büyüklüğü ise 68,8 milyar liraya ulaştı. Ayrıca, işletmelerimize vergi ve SGK prim ödemelerinde 70,2 milyar lira tutarında erteleme imkanı sağladık. Bütün bu kalemlere ertelenen ve kullandırılan kredi büyüklüklerini de eklediğimizde salgın ile mücadele kapsamında açıkladığımız tedbirlerin büyüklüğü 717,8 milyar liraya ulaşmaktadır. 2021 yılı sonu itibarıyla da toplam destek büyüklüğünün 733,1 milyar liraya ulaşması beklenmektedir. Salgınla mücadele kapsamında, bütçe içi ve dışı kaynaklarımızı kullanarak vatandaşlarımızın ve işletmelerimizin yanında olmaya devam ediyoruz."
 
Ekonomide 2022-2024 döneminin temel politikalarına, ilkelerine, hedef ve gösterge niteliğindeki ekonomik büyüklüklerine eylül ayında yayımlanan Orta Vadeli Program'da (OVP) yer verildiğini anımsatan Oktay, OVP ve Orta Vadeli Mali Plan'ın (OVMP) bütçe sürecinin sadeleştirilmesi, kamuoyunun tek temel belgeye odaklanmasının sağlanması amacıyla OVP altında bileştirilerek tek belge haline getirildiğini söyledi.
 
Fuat Oktay, "Orta Vadeli Program'la salgın sonrası toparlanma sürecinde makroekonomik istikrar çerçevesinde, cari açığın kademeli olarak düşürüldüğü sürdürülebilir, yüksek, kapsayıcı büyüme ortamını sağlamayı hedefliyoruz." dedi.
 
Bu dönemde uluslararası arenada rekabet gücü yüksek, üretim ve istihdam potansiyeli barındıran sektörlerin destekleneceğini ifade eden Oktay, şunları kaydetti:
 
"Böylece küresel ticaretten alınan payın artırılması ve bu kapsamda cari işlemler dengesinde kalıcı ve sürdürülebilir iyileşmenin sağlanması hedeflenmektedir. Diğer taraftan iş gücü piyasasında etkinliği ve beceri uyumunu geliştirmeye, insan kaynağını güçlendirerek istihdam edilebilirliği artırmaya yönelik yapısal reformlar ve nitelikli bir büyüme kompozisyonuyla istihdam oranının artırılması amaçlanmaktadır. Program döneminde, para ve maliye politikalarının güçlü eşgüdümü ile mal ve hizmet piyasalarında rekabet ve verimliliği artıracak yapısal politikalar hayata geçirilecektir.
 
Önümüzdeki dönemde krediye erişim imkanı daha da kolaylaştırılarak yatırımlarda daha fazla artış hedeflenmektedir. Alınan politika tedbirleri ile ekonomimizin 2022 yılında yüzde 5 büyüyeceğini öngörüyoruz. Küresel ve ulusal düzeyde döviz kuru ve fiyatların genel seviyesindeki gelişmelere rağmen, döviz kurunda istikrar ve enflasyonla mücadele kararlılığımız sürmektedir."
 
Temel makroekonomik öncelikler
Oktay, enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürmenin, yurt içi tasarrufları artırmanın, özel yatırım kaynaklı büyüme yapısını oluşturmanın ve alternatif finansman yöntemleri ile yeni yatırım araçları oluşturarak para ikamesini azaltacak uygulamaları hayata geçirmenin, finansal istikrarı güçlendirmenin temel makroekonomik öncelikleri olacağını vurguladı.
 
"2023 hedeflerimize yaklaşırken, hesap verebilirliğin ana omurgasını oluşturan mali saydamlıktan asla taviz vermeyeceğiz" diyen Oktay, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ve sosyal güvenlik kurumlarının 2020 yılındaki faaliyet sonuçları ile mahalli idarelerin mali yapılarına ilişkin genel değerlendirmeleri içeren 2020 yılı Genel Faaliyet Raporu'nu kamuoyuna sunduklarını aktardı.
 
Fuat Oktay, 2021'deki merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerine ilişkin bilgi vererek, "Salgınla mücadele ve fiyat istikrarının sağlanmasına destek olmak amacıyla önemli miktarda vergi gelirinden vazgeçilmesine rağmen 2021 yılında GSYH'nin yüksek büyümesi, talebin güçlü seyretmesi, e-ticaretin ve kartlı harcamaların artışı, gelir artırıcı tedbirler ile yapılandırma gelirlerinin etkisiyle bütçe gelirlerinin daha yüksek gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Bu çerçevede bütçe açığının milli gelire oranının Orta Vadeli Program'da öngörülen yüzde 3,5 oranının da altında gerçekleşmesini bekliyoruz." ifadesini kullandı.
 
2022 bütçesi tahminleri
Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 2022'de bir önceki yıla göre yüzde 15,4 oranında artarak 1 trilyon 472,6 milyar lira olarak gerçekleşmesini tahmin ettiklerini aktaran Oktay, vergi gelirlerinin 2022 yılında yüzde 18,9 oranında, nominal milli gelir artışı olan yüzde 18,5'e çok yakın artacağının öngörüldüğünü dile getirdi. Oktay, vergi gelirlerinin GSYH içindeki payının ise 2022 yılında yüzde 16 olacağının tahmin edildiğini belirtti.
 
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2022 yılı bütçesi gelir tahminlerinin ilave bir tedbir ve vergi artışı öngörülmeden yapıldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
 
"2020 ve 2021 yıllarında küresel salgın nedeniyle yapılan geçici vergi indirim ve ertelemelerine 2022 yılında ihtiyaç olmayacağı varsayılmıştır. 2022 yılında turizm sektörü başta olmak üzere hizmetler sektörünün ekonomik büyümeye ve vergi gelirlerine daha fazla katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Performans Esaslı Program Bütçe Sistemi'ne göre hazırlamış olduğumuz 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi, toplumun ihtiyaç ve beklentilerinin bütçede daha isabetli bir şekilde yer almasına, kamu kaynakları ile kamu hizmetleri arasında bağ kurulmasına ve harcama önceliği geliştirilmesine imkan tanıyan ve kamu mali yönetimini güçlendiren bir yapıya sahiptir. Amacı, küresel salgına da bağlı olarak dengelerin yeniden şekillendiği bir konjonktürde, Türkiye ekonomisinin güçlü bir biçimde yükselişini sürdürmesi ve halkımızın refahının artmasıdır. Kovid-19 salgınının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesidir."
 
"2022 yılı bütçesi dev eserlerin, sürdürülebilir katkıların bütçesi olacaktır"
Yeşil kalkınma devrimi ve milli teknoloji hamlesini odağına alan bütçe çalışmasının yenilikçi ve çevreci bir yapıda olduğunu anlatan Oktay, "2022 yılı bütçesi de önceki yıllarda olduğu gibi dev eserlerin, sürdürülebilir katkıların bütçesi olacaktır." görüşünü paylaştı.
 
Merkezi yönetim bütçesinden sağlığa ayrılan kaynağın 2022'de 122,6 milyar liraya çıkarılacağını söyleyen Oktay, "Eğitim bütçesini 2021 yılına göre yüzde 29,4 artışla 273,5 milyar liraya çıkarıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini ise 189 milyar liraya yükseltiyoruz. 2022 yılında bütçemizden tarıma ayırdığımız kaynağı 57,6 milyar liraya çıkartıyoruz. Bu kapsamda; tarımsal destek programları için 25,8 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 16,3 milyar lira, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT ve ihracat destekleri için 15,5 milyar lira kaynak ayırıyoruz." bilgisini verdi.
 
Çiftçilere yapılan tarımsal destekleme ödemelerinden yaklaşık yıllık 600 milyon lira olan gelir vergisi stopajı kesintisinin artık yapılmayacağını ifade eden Oktay, geriye dönük olarak 5 yıllık kesintilerin ise anapara ve faiz olmak üzere toplam 3,5 milyar lira olarak iade edileceğini anlattı.
 
Reel sektör destekleri için 2022 bütçesinden 68,9 milyar lira kaynak ayrıldığını dile getiren Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Üretimi ve istihdamı desteklemek amacıyla 2022'de işveren primi desteği için 35,2 milyar lira, hazine destekli kefaletle sağlanan krediler için 6,2 milyar lira, ihracat destekleri kapsamında mal ve hizmet ihracatçılarımıza 5,2 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Bunların yanı sıra, 'Kadının Güçlenmesi' programının ödeneğini iki kattan fazla arttırarak 943 milyon liraya yükseltiyoruz. 'Ormanların ve Doğanın Korunması' programı ödeneklerini bir önceki yıla göre yüzde 55 artırarak 4 milyar 738 milyon liraya, 'Sürdürülebilir Çevre ve İklim Değişikliği' programı ödeneklerini bir önceki yıla göre yüzde 48 oranında artırarak 2 milyar 696 milyon liraya yükseltiyoruz.
 
Sosyal devlet anlayışımızın bir gereği olarak sosyal harcamalara, 2022 yılında bütçenin yüzde 6'sını tahsis ederek 104,2 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Bu kapsamda, 2022'de yaklaşık 9,5 milyon ödeme gücü olmayan vatandaşımızın sağlık prim giderleri için 23,4 milyar lira, 65 yaş üstü yaşlılarımız, bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımız ve yakınlarından oluşan yaklaşık 1 milyon 400 bin kişiye bağlanan aylıklar kapsamında 15,6 milyar lira, ekonomik yoksunluk içinde olan 138 bini aşkın çocuğumuzun ailelerin yanında yetişmesine imkan sağlayan sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 2,5 milyar lira, elektrik tüketim desteği kapsamında 2,4 milyar lira, kömür yardımı için 1,4 milyar lira, 8 bin 242 çocuğumuzun aile ortamında yetişmelerine imkan veren koruyucu aile uygulaması için yaklaşık 295 milyon lira kaynak ayırdık."
 
"Tarımsal destekleme ödemelerinden gelir vergisini kaldırdık"
Oktay, vergi sisteminin yaşayan bir sistem olduğunu, ekonomik, sosyal ve çevresel ihtiyaçlar doğrultusunda sürekli gözden geçirilmesi ve geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, bu hassasiyetle neredeyse tüm kesimlerle kapsamlı istişareler gerçekleştirdiklerini söyledi.
 
Vergisel açıdan ekonomik reformları oluşturduklarını ve belirledikleri bir takvim dahilinde bu eylemleri hayata geçirdiklerini kaydeden Oktay, "Yüce Meclisimizin kararıyla yaklaşık 835 bin basit usulde vergilendirilen esnafımızın kazancını tamamen vergiden istisna tuttuk. Tarımsal destekleme ödemelerinden gelir vergisini kaldırdık. Geçmiş 5 yıl içinde yapılmış kesintileri de iade ediyoruz. Bu düzenleme sonucunda çiftçimize yaklaşık 3,5 milyar lira ödeme yapmış olacağız." dedi.
 
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri ve meslek mensuplarının iş yüklerini son dönem geçici vergi beyan ve ödemelerini kaldırarak hafiflettiklerini anlatan Oktay, vergilemede vatandaşların ve reel sektörün ihtiyaçlarını gözeterek, istikrarı ve öngörülebilirliği merkeze aldıkları politika ve uygulamalara mali disiplinden taviz vermeksizin devam edeceklerini dile getirdi.
 
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2022 yılı bütçesinin, Türkiye'nin kalkınması ve vatandaşların refahının artırılması doğrultusunda en kaliteli kamu hizmetlerine dayanak teşkil edeceğine inandıklarını belirterek, "Bütçemizin uygulanmasında bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mali disiplinden taviz vermeyeceğiz." diye konuştu.
Yorumlar
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir.