İstanbul Maltepe'de Esin Köymen, İzmir Çeşme'de Lal Denizli, Foça'dan Saniye Bora Fıçı ve Eskişehir'de Ayşe Ünlüce gibi isimler öne çıkıyor. Kadıköy için Tülin Hadi ön plana çıkarken, Adalar'da da Aslı Öymen, Esra Huri Bulduk ve Çağla Biçer gibi kadın adaylar bulunuyor. Adalar'da belediye meclis üyelikleri için de kadın adaylar yer alıyor ve içlerinden dikkat çeken isimlerden biri, sahip olduğu vizyoner kimliği ve nitelikli yapısıyla Nil Yurda Yurtseven öne çıkıyor. Siyasi gündemi ve seçimlerle ilgili olarak Adalar Meclis Üyesi Aday Adayı Nil Yurda Yurtseven ile Derin Gündem olarak bir röportaj gerçekleştirdik.
Nil Hanım, öncelikle röportaj için size teşekkür ederiz. Meclis üyesi aday adayı olduğunuzu söylediğinizde halkın ilk tepkisi ne oldu.?
Aday adayı olduğumda halkın ilk tepkisi oldukça olumlu oldu. Birçok insan, vizyoner ve nitelikli bir adayın seçime katılmasının memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Bazıları ise daha yakından tanımak ve projelerimi öğrenmek istediklerini belirttiler. Genel olarak, halkın desteği ve ilgisi beni motive etti ve adaylık sürecinde daha da aktif olmamı sağladı.
Adalar'ın yerel yönetimine katkı sağlamak adına neden meclis üyesi aday adayı oldunuz?
Adalar'ın yerel yönetimine katkı sağlamak adına aday adayı oldum çünkü bu güzel Adalarda yaşayan herkesin sesini duyurabileceği, ihtiyaçlarına uygun bir yaşamın inşası için çalışmak istiyorum. Ada halkının temsil edildiği, katılımcı bir yerel yönetim anlayışının önemli olduğuna inanıyorum ve bu inançla hareket ediyorum. Ada halkının sorunlarına çözüm bulmak, Adalarımızı daha yaşanabilir kılmak için elimden geleni yapmaya hazırım. Benim bir hayalim var, Adaları’n uluslararası alanda bir dünya markası olmasını ve bireylerin birbiriyle iletişim kurabildiği, sosyalleşebildiği, kendi kendine yetebilen, sürdürülebilir olan, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan, doğasına ve Ada kültürüne sahip çıkan, çevre-yol bakım gibi sorunları olmayan bir Adalar vizyonu yaratmak.
Adalar'ın öncelikli sorunları hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu sorunları çözmek için planlarınız nelerdir?
Adalar'ın öncelikli sorunlarını ele alırken, öncelikle çevre koruma, yol-bakım çalışmaları, sokak düzenlemeleri, kültür-sanat ve spor alanında uluslararası organizasyonlar, yerel ekonomiyi canlandırmak gibi konuları göz önünde bulundurmak önemlidir. Çevre koruma konusunda, Adaların doğal güzelliklerini korumak ve sürdürülebilir bir çevre oluşturmak için adımlar atmamız gerekiyor. Bunun için atık yönetimi, yeşil alanların korunması ve deniz kirliliğiyle mücadele gibi alanlarda projeler geliştirmeyi planlıyorum. Her ne kadar Adalar’ın zemini sağlam ve kayalık olsa da yakınımızdan geçen bir fay hattı bulunuyor. Tsunami etkisinin de olabileceği söz konusu. Bu anlamda İBB Adalar Koordinasyon ekibi güvenli olan bölgelere tabelalar yerleştirdi. Yani halk nerenin güvenli olduğunu, nerenin tehlikeli olduğunu biliyor. Bu çok güzel bir çalışma. Benim projelerim arasında Ada halkına ücretsiz çadır dağıtımı da yer alıyor. Burada Kızılay bulunuyor ancak bu ne kadar yeterli olacak ve buradaki halka eşit ve adil bir şekilde yardımcı olacakları konusunda şüpheliyim. Bunu ne yazık ki 6 Şubat depreminde gördük. Ben seçilecek olan başkanımızla ve ekiple birlikte Adalarda parti, inanç, ideolojik ayrım yapmaksızın eşit ve adil bir şekilde deprem ve yoksulluk gibi konularda yardımcı olmayı kendime mecburi bir görev olarak görüyorum.
Sizin için bir belediye meclis üyesi olarak en önemli öncelik nedir?
Kendi mahallemde ve Adalar genelinde halkla yaptığım sohbetler, Adalar halkının taleplerini anlamak için önemli bir fırsat oldu. Mahalle sakinleri, Adalar'da denizden ücretsiz yararlanma ve ormana ücretsiz giriş gibi olanaklarla ilgili mevcut Ada kartıyla ilgili düzenlemelerin genişletilmesini talep ediyorlar. Ayrıca, belediyeye ait uygun fiyatlarla çay ve kahve sunan bir aile çay bahçesi kurulmasını istiyorlar.
Büyükada ve Heybeliada'daki halk ve esnaf ile yapılan sohbetlerimde ise aday profili hakkında görüşlerini dile getirdiler. Eğitimli, kültürlü, vizyoner, nitelikli ve proje üretebilen bir adayın Adalar'ı dünya çapında bir marka yapabileceğini düşünüyorlar. Özellikle, bu niteliklere sahip bir kadın adayın Adalar için uygun olduğunu ifade ettiler. Örneğin Büyükada’daki otel sahipleri bana “Adaların bir Saint Tropez bir Monaco gibi olmasını istiyoruz” diyorlar. Bu tanıma uygun elbette Büyükada. Kültür ve turizm iki farklı alandır. Büyükada’da turizm amaçlı projeler üretilebilir, Heybeliada’da ise daha çok kültürel projeler etkili olur. Örneğin turizm adası Büyükada, kültür adası Heybeliada…gibi. Burgazada ve Kınalıada’nın da kendi özelliğine uygun bir alan olacaktır. Bunlar sadece örnek. Bu anlamda uluslararası projeler hayal ediyorum ve bütün Adalarda uygulanacak. Bu da Adaları dünya çapında marka haline getirecek ve Adalar esnafı da kazanacak halkımızda kazanacak. Dediğim gibi bunları gerçekleşmesi seçilecek olan başkan adayına bağlıdır. Ben “Geleceğe İz Bırakacak Projeler” adlı bir proje dosyası hazırladım ve İl Başkanlığımıza sundum.
Seçilmeniz halinde, Adalar'da sürdürülebilirlik ve çevre koruma konularında nasıl bir rol üstleneceksiniz?
Adalar'da çevre koruma projeleri ve kampanyaları düzenleyerek Adaların doğal kaynaklarını korumayı ve deniz kirliliği gibi çevresel sorunlarla mücadele etmeyi hedefliyorum. Ayrıca, atık yönetimi, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımı gibi sürdürülebilirlik alanlarında projeler geliştirecek ve bu konularda farkındalık oluşturacak çalışmalar yapmayı planlıyorum. Adalar'da yaşayanlar ve ziyaretçileri çevre konularında bilinçlendirmek için eğitim ve kampanyalar düzenleyerek çevre dostu davranışları teşvik etmeyi hedefliyorum. Ayrıca, yerel yönetim ile iş birliği yaparak çevre koruma politikalarının oluşturulmasında ve uygulanmasında etkin bir rol üstleneceğim. TEMA’nın resmi gönüllü üyesi olduğum için bu anlamda onların da desteğini alacağım.
Adalar'ın kültürel ve tarihi mirasını koruma ve tanıtma konusunda nasıl bir çalışma yapmayı düşünüyorsunuz?
Rum Yetimhanesi, Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi bunlar bürokrasiye takılan ve öne çıkan projeler. Atatürk’ün mirası Sanatoryum’un yeniden yapılarak sağlığa erişimin sağlanması… Tarihi yapıların restore edilmesi ve korunması, müzeler ve sergiler aracılığıyla tarihi ve kültürel mirasın tanıtılması, kültürel etkinliklerin düzenlenmesi ve geleneklerin yaşatılması, dijital platformlar ve bilgilendirme materyalleri kullanarak tanıtım yapılması ve gençlerin ve yerel halkın katılımını teşvik edecek eğitim programları düzenlenmesi gibi çalışmalarla Adalar'ın kültürel ve tarihi mirasını koruma ve tanıtma konusunda çeşitli adımlar atmayı planlıyorum.
Sizi biz aynı zamanda bazı internet sitelerinde yazdığınız yazılarla tanıyoruz. Daha çok kültür sanatın içindesiniz ve bu alanla ilgili bir siteniz var.
Neden siyaseti düşündünüz?
16 yaşından itibaren çalışma hayatının içinde yer aldım ve henüz çocuk yaşımda bir reklam ajansında metin yazarı olarak çalışmaya başladım. CHP'nin kuruluşundan beri partili olan köklü bir ailenin çocuğuyum yani sonradan CHP’li olmuş bir ailede büyümedim. Kendimi bildim bileli siyasetin içindeydim. Babam, Ecevit’le birlikte ortak, bürokratik işler yapmış bir kişidir. Partinin, şehir içinde ve dışında birçok örgütsel çalışmalarında ve etkinliklerinde yer aldım. Kurultaylarına, kongrelerine ve mitinglerine katıldım. Seçimlerde müşahit olarak görev aldığım gibi, partinin Facebook başta olmak üzere çeşitli sosyal medya platformlarında görev aldım. Siyasete katılmamdaki en büyük etki yine ailem oldu ablamın ve annemin teşvikiyle meclis üyesi aday adayı oldum.
Seçmenlere son olarak neden sizi desteklemeleri gerektiğini anlatır mısınız?
Heybeliada'dan başvuran ve Adalar'ın genç, vizyoner profiline sahip bir meclis üyesi aday adayıyım. Bir felsefeci olarak siyaset kültürünün vizyon, asalet, bilgi, erdem, etik ve yüksek karakter gibi temel değerlere dayandığını düşünüyorum. Bu değerlere sahip kişiler aday olarak seçilmelidir. Çünkü bu değerler toplumun yönetimine liderlik edenlerin güvenilir, dürüst ve sorumlu olmalarını sağlar. Ben de bu tanıma uygun biriyim. Adalar'ın genç, dinamik ve vizyoner bir temsilcisi olarak, Adalar'ın sorunlarını bizzat yaşayan biri olarak, bu toplumun ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlıyor ve çözüm odaklı bir yaklaşımla hareket etmeye kendimi hazır hissediyorum.
Harvard Üniversitesi'nde Adalet Felsefesi, Edinburgh Üniversitesi'nde Dijital Pazarlama ve Anadolu Üniversitesi'nde Felsefe ve Siyaset Bilimi eğitimi aldım. Dijital çağda gazetecilik alanında da kendimi geliştirmek adına Reuters Haber Ajansı'nın eğitimine katılarak dijital gazetecilik belgesi aldım.
Adalar'daki köklerim ve aile geçmişimle bağlantılı olarak, Adalar'ın ekonomik ve sosyal sorunlarını yakından takip ediyorum. Yoksullukla mücadele ve ekonomik krizle başa çıkma konusunda hassasiyetim var. Adalar'ın ekosistemi tarıma oldukça uygun ve temel gıda ürünlerinin dışarıdan getirilmesinin pahalılığına dikkat çekiyorum.
Son olarak, CHP'de gerçekleşen değişim hakkında ne düşünüyorsunuz?
Değişim, CHP için kaçınılmazdı ve daha fazla zaman kaybına gerek yoktu. Devinim ve diyalektik içinde yaşıyoruz. Değişim insan hayatının bir parçasıdır ve kaçınılmazdır. Her şey değişiyor bunun farkında olmalıyız. Duygularımız, bedenlerimiz, ölçülerimiz bile değişiyor. George Bernard Shaw şöyle der “Bana karşı anlayışlı davranan tek kişi terzimdi. Her gördüğünde yeniden alırdı ölçülerimi. Onun dışında herkes önceki ölçülerin bana hep uyacağını sandı.” Değişime direnmek yerine uyumlu ve de destek olmalıyız. Voltaire ise “Kendini değiştirmenin ne kadar güç olduğunu düşünürsen, başkalarını değiştirmede şansının ne kadar az olduğunu anlarsın.” der.
Nil hanım size başarılar dilerim.
Teşekkür ederim.
(Derin Gündem Haber)